Son zamanlarda 28 Şubat çok konuşulur oldu nedense. Mesele ideolojik olsa başım üstüne fakat işin aslı öyle değil. 28 Şubat sürecine medyanın dâhil edilmesini isteyenlerin masumiyetine inansam amenna.
Fikir mücadelesinden çıkıp fiziki mücadeleye giren ve bazı gazetecilerin geçmiş üzerinden bugünün hesabını yapmalarına, o günün “Hedef kitlesinde” olan biri olarak itiraz etme hakkım olduğunu düşünüyorum.
Bünyesinde yazdığım Hürriyet gazetesinin o dönem manşetlerini elbette hatırlıyorum ama o manşetlerden korkarak bize hayatı zindan eden bugünün aslanlarını (!) da unutmadım.
O dönem aktif siyasetteydim, bugün beni köşesinde anlatan Ertuğrul Özkök’ün manşetleri canımızı az yakmadı. Lâkin canımızı asıl yakan, siyasi geleceğinden korkarak bizi bir kalemde silen dava erkeklerimizle, meslek sahibi olan başörtülü genç kızların emeğini suiistimal eden iş adamlarımız oldu.
Ne yapacağız? Geçmişten ders mi alacağız yoksa ısıtıp ısıtıp gündem mi yapacağız? 28 Şubat’ın kinini ben tutacağım, dün Ergenekon mağduru olanlar kinini bugün tutacak, bugünün FETÖ mağdurları yarın kin tutacak...
Bu mudur istenen?