Son zamanlarda beni en çok üzen konulardan biri, İslam dininin çoğunlukla kadın üzerinden konuşuluyor olması. Yani koskoca bir dinin bir cinsiyete kilitlenmiş olması ve Müslümanların tek sorununun adeta tahrik meselesine indirgenmiş olması.
Erkek hocaların gerek güncel gerekse yıllar öncesinde dile getirmiş oldukları kadına dair sözlerinin gündeme getirilmesini ya da cımbızlanarak sunulmasını masum bulmuyorum. Yalnız, bu durum hocalarının kadınlarla ilgili sözlerini de masum yapmıyor.
Hocaların sohbetlerinde ayet, hadis veya fıkıh meselelerini anlatırken kattıkları şahsi yorumlara itiraz edenleri din düşmanı ilan etmek, başka anlamlar yüklemek, birilerine malzeme veriyor olarak algılamak mantıklı bir yaklaşım değil. Dinin mi itibar kaybetmesi önemli, şahısların mı?
Din adına birbirimizi terbiye etmeyi bırakırsak daha sağlıklı iletişim kurabiliriz diye düşünüyorum.
Kadınla ilgili üst üste yapılan yorumların toplumda huzursuzluğa neden olduğu bir gerçek. Nureddin Yıldız’ın son açıklamalarından sonra Tayyip Bey ‘in gösterdiği tepki dindar camiayı ikiye ayırdı. Detaylara geçmeden önce Nureddin Hoca ile ilgili bir iki şey yazmak istiyorum.
Nureddin Hoca’nın açıklamalarına itiraz eden siyasetçi ve yazarlara gösterilen tepkilerin nedeni, birilerinin kendisini korumasından ziyade çevresinde ve camiasında sevilen bir insan olmasıdır. Biliyorum, çünkü kendisiyle aynı semtte oturuyor ve şahsen tanıyorum.
Camiasında kendisini sevmeyen tek kişi Cübbeli Ahmet Hoca’dır. Nureddin Yıldız’a dair meşhur reddiyeleri vardır.