Ekrem İmamoğlu’nun Rize gezisi ve bunu İBB imkânlarıyla finanse etmesi, Nagehan Alçı’dan başlayarak gazetecilerin dizaynı, Özlem Gürses’in itirafı, Fenerbahçe ile çekişmesi gibi birçok haberi üst üste okudum, lakin herkesten farklı olarak “acaba istenen bu muydu” diye düşünüyorum.
Türkiye’de derin devlet derken ima edilen en önemli güçlerden birisi derin CHP’dir. Olayın bu boyutu düşünülmeli. Diğer taraftan Türkiye’de seçmen kitlesinin oturduğu taban sağ siyasete yakın. İktidara gelmek için sağ seçmenin oyunu almak gerekiyor. Son dönemlerde CHP genç seçmene, diğer tarafta Kürt muhafazakâr seçmenin oyunu almaya yöneldiyse de sonuç çok başarılı değil. Kıpırdanma var ancak. Afişlere başörtülü seçmen resmi koyarak, başörtülülerle toplanarak, toplantıda da onlara bu işi ne kadar zoraki yaptıklarını hissettirerek olmuyor. İçtenlik ve samimiyet olmayınca başörtülüler de dindarlar da yama gibi kalıyor.