Reddimiras meselesi sadece bireysel hukukta değil, ulusların tarihinde de söz konusu. Fransız İhtilali, 1917 Bolşevik Devrimi, Çin’de Mao dönemi, eski rejimleri kötülemek ve dahi izlerini yok etmek, yeni bir insan ve ulus yaratmak için uygulanmış. Modern Türkiye Cumhuriyeti de Fransızlardan ilham almış. Bu reddimiras meselesi bir yüz yıl sonra bile bitmeyen pek çok tartışmanın da kaynağı olmuş.
“Reddimiras geçmişle bağı tamamen koparmak mıdır, yoksa yeni kurulan rejimlerin kendilerini sağlama alması için attıkları bir adım mıdır?” tartışması ayrı bir konu. Gazeteci Murat Bardakçı’nın “Reddimiras” ismiyle yazdığı kitap bu konuyu iki örnek çerçevesinde ele alırken, bir yönüyle komik bir yönüyle de trajik bir devlet öyküsü de koyuyor ortaya. Bardakçı konuyu arşiv çalışmaları çerçevesinde ele almış, ancak kaleme alırken adeta bir polisiye gibi yazmış. Okurken kâh hüzünleniyor, kâh gülüyor, kâh da “Olmaz ki bu kadar şuursuzluk” deyiveriyorsunuz. Nereden bakarsanız bakın olayların akıldışı geliştiğinin altını çizmek isterim.
HAZİNENİN BİTMEYEN DEVRİÂLEMİ
Topkapı Sarayı ile İstanbul’un diğer müzelerindeki hazine eşyası
1. ve 2. Dünya...