Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlarken hissettiklerimi yazmak istedim bugün.
Her şeyden önce eğrisi doğrusu, eksiği gediği ile bir bütün olarak bu ülkenin bu milletin bir ferdi olmaktan şeref duyduğumu söylemek istiyorum. Tarihi bir süreklilik olarak görüyor ve bu ülkeye emek veren herkese, Cumhuriyet’in tüm kurucu kadrosuna, Milli Mücadele kahramanlarına ve bu ülkeyi kuran kadroya başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şükran duyduğumu belirtmek istiyorum.
Bir yüzyılın ardından baktığımda büyük başarılar görüyorum. İmparatorlukların çağının bittiği bir yüzyıldan ayakta kalan çok az sayıda devletten birisi olarak uluslararası işgale, bir dünya savaşına, büyük ekonomik krizlere, kuşatmaya, ambargolara, dayatmalara rağmen bu yüzyılda müthiş bir yol kat ettik.
Bir yüzyılı devirdiğimiz bugünlerde halen devam eden tüm bu baskılara rağmen Türkiye ismini tarihe kaydettirmeyi başardık. Tüm bu süreçlerde öncekini kötülemek ve sürekli reddi miras yapmak huyundan ise pek vazgeçemedik. Bu yüzyılda yapacağımız en büyük paradigma değişiminin reddimiras yapmaktan vazgeçmek olduğuna inanıyorum.
Tarihi eğip bükmekten kendimize payanda yapmaktan vazgeçelim. Ne tarihte...