Pisa sonuçları; eğitimde yıllardır konuştuğumuz reformların
uygulamaya geçmediğini; sanayicisinden ticaret adamına,
eğitimcisinden işverenine insan kaynaklarının söz konusu olduğu her
sahada gözlemlenebilen bir durumu; rakamlarla ortaya koydu.
Asıl mesele bu rakamları gördükten sonra ne yapacağımız. Kendimizi
kandırmaya devam mı edeceğiz yoksa eğitimde gerçekten zihniyet ve
paradigma değişikliğine mi gideceğiz! Umarım savunma refleksiyle
birincisini yapmaz; ikincisinin yollarını ararız.
Bu sonuçlar bizi gelecek adına kaygılandırdı. 77.7 milyon olan ülke
nüfusunun %16.5'ini oluşturan gençlerin eğitim ortalamasıyla
yüzleştik.
Uzun süredir eğitim üzerine farklı grup ve kuruluşların
çalışmalarına katılıyorum. Bu alanda rapor oluşturmaya çalışan
İstanbul Sanayi Odası, Müsiad gibi birçok kurum ve kuruluş da var.
Bu veriler üzerine farklı platformlarda konuşulanların bir özetini
paylaşmak istedim. Yazdıklarım şahsi görüşlerim değil; sahadan
isimlerden dinlediklerim ve verilere dayalı değerlendirmeler.
Pisa sonuçları bize ne anlatıyor?
Pisa; ülkelerin kendilerini analiz etmelerine imkan veren bir ölçme
tekniği.
OECD'ye üye ülkelerin kendi rızalarıyla katıldığı bir sınav. Bu
sınava OECD üyesi olmadan katılan ülkeler de var. Değerlendirme
sonuçları ülkeleri yargılamak amaçlı yapılmıyor. Tam tersi “nerede
hata yaptım” sorusunun cevabını araştırmaya imkan tanıyor,
ülkelerin kendi analizlerini yapmasına fırsat verecek şekilde
düzenleniyor.
Sınavlar her üç yılda bir, ülkelerin 15 yaş ortalamadaki eğitim
seviyesini görme imkanı doğuruyor.