Geçen hafta yeni nesil siyaset üzerine yazmıştım. Bu hafta bu yeni siyasetin dünyaya nasıl egemen olduğunu ve aslında ‘’politik doğrular’’ denilen kalıpların yıkılabilir olduğunu gördük. Dünya siyasetini izlerken ezber bozan bu yeni nesil siyasete daha çok odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Eskiden solculuk nedir onu anlamaya çalışıyorduk şimdi ise yeni sağı anlamaya çalışıyoruz. Talihsiz kuşağız vesselam, ömrümüz bir şeyleri anlamaya çalışmakla gelip geçti. Bu çabayı devam ettirmek adına, 2012 ve 2015 sonrasında daha görünür hale gelen alternatif sağ harekette ne var ne yok bir özet yapmak isterim.
Yeni nesil sağ siyaset seçmene tepeden inerek ya da tam tersi olaylar kendiliğinden akıp giderken şekillenerek ortaya siyasi bir yol koyuyor. Bu yolun kuralları var!
Karşımızda “bilindik” kitle halinde ortaya çıkan bir sağ hareket yok. Öyle azınlık bir gurup olarak görülemezler. Kodları, beğenileri, tepkileri farklı.
‘’Politik doğru’’ kalıplarına da “politik aldatmalara” da karşı çıkıyor. Kalıpları kır, aldatmalara karşı çık, dikte fikirleri sorgula derken bizim gençlik dönemlerimizde olduğu gibi aşırı özgürlükçü akımlara tepkisel yaklaşıyor.
Marksistler, liberaller, milliyetçiler, İslamcılar bu tepkilerden nasibini alıyor.
Alternatif sağın eskiden gelen tüm akımların içinden benimsedikleri de var karşı çıktıkları da var. “İşin suyu çıktı’’ diyerek tepki geliştirdikleri şeyler ortalama duyguları yansıtıyor.