Gazze’de bombardımanlar durmuş değil. Ölü sayısı 20 bini aşmış durumda. Yıkılan evlerin altındaki cesetlerle ölü sayısı tahmin bile edilemiyor. Hastaneler çalışmıyor, doktorlar ya öldürülüyor ya da gözaltına alınıyor, ölüler sokak ortalarına gömülüyor, salgın hastalıklar başladı, açlık kol geziyor. İsrail içeriye girmesi gereken yardımların çok azını izin veriyor. İsrail öldürüyor, köleleştiriyor, yok ediyor. Filistin tarihine ilişkin hafızayı siliyor, arşivleri, sokakları, tarihi, doğayı yok ediyor ve kullandığı kimyasal silahlarla bölgede sonraki nesilleri etkileyecek kalıcı izler bırakıyor. 70 bin çocuk öksüz, yetim kaldı. Organ nakli, deri nakli gibi iddialar var… ABD başta olmak üzere, kendisini tanrının ayrıcalıklı ve üstün yarattığına inanan bir ırkın zulmünü destekleyen ülkeler var.
Batı medyası yeni yeni olanları göstermeye başladı. Olayın insani yönü haberleştiriliyor. Belli ki dünya sistemi Netanyahu’yu fail ilan edip, dökülen kanı sınırlandırma vaktinin geldiğini düşünüyor. Bu süreçte İsrail ve dünya devletlerinin gündemlerinde ise iki konu var. Gazze ve Filistin’in diğer bölgelerinin kime teslim edileceği. Fetih ve Hamas’ı kim yönetecek? İkinci önemli konu...