Biz ülke olarak kısa vadeli küçük hedefler ve adımları severiz.
Duygularımız da bilgilerimiz de anlıktır. Dilimiz ve hafızamız da
böylece her dem afazi geçirmiş gibidir. Kayıtlarımız devamlılık
içermeyen kısa notlar gibi. Bu notlara ilişkin bağlaç ifadeleri de
adeta Hristiyan fundamentalistler gibi konuşanlar tarafından
tamamlanıyor.
“Işid'le ideolojik ortaklıkları var bu nedenle Işid'i
desteklediler” gibi akla ziyan bir tez ha bire pompalanmaya
çalışılıyor. (Bu tezi ileri sürenler de bir dönem aynı iktidar
çevrelerini ılımlı İslamcılar diye tanımlıyorlardı.) Selefilik
hareketini, onların tekfire, ötekileştirmeye ve nefrete, öncelikle
kendilerinden farklı İslami kesimlerden başladığı yok sayılarak
'Müslüman' ismi üzerinden yapılan yorumlar insanda Evangelist
Hristiyanlar konuşuyor etkisi uyandırıyor.
Diğer tarafından objektif gerçekler yerine başka bir algı
operasyonu da terörist tanımlaması üzerinden yapılıyor. Şiddete
bulaşan herkesin terörist kabul edilmesi gerekirken Işid'e
katılanlar terörist, PKK'ya katılanlar çiçek çocuk, hümanist
muamelesi görüyor. Herhalde şehirde, dağda bahçe ekmek için
silahlandırılmıyorlar. Bin kere söylersek belki gerçek olur savıyla
“ideolojik yakınlık nedeniyle” Işid'e katılanları koruduğu iddia
edilen Ak Parti hükümeti suçlanırken, PKK'ya katılımları teşvik
eden HDP barışçı bir ses; silahlanma çağrıları da barış mesajı
olarak sunuluyor. Bu arada bu dil üzerinden kendilerini Amerika'nın
kontrolündeki bir sosyalizm hevesi içine atan gençlere, ezberlerini
kontrol etmelerini tavsiye ederim.
Kafiri Müslüman dünyanın içinde arayan, hedef merkezine onları
konumlandıran bir örgütle iktidar arasında kurulmaya çalışılan
irtibat akla ziyan bir algı yanıltmasıdır.