Bugünkü yazıya geçen hafta kaldığımız yerden devam edelim istiyorum. Geçen hafta AK Parti’nin tarihin en büyük ekonomik krizlerinden birinin içinden Türkiye’yi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çıkarma sürecini yazmaya başlamış ve onun ülkenin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan lider vasfının altını çizmiştik. Bu vasfıyla toplumun tüm katmanlarını pek çok yenliğe ikna etmişti.
Ekonomi ekibi içinde yer almasam da kuruluştan itibaren Erdoğan’ın kadrosunda bulunan birisi olarak, ülkeye dair pek çok güzel işte, zorlukların atlatılmasında en önemli teşvikin ondan geldiğini bilirim. Bir lider olarak cesaret veren vasıflarının yanı sıra ülkenin insan sermayesine gösterdiği özen de onu farklılaştırmıştı. Herkesi saatlerce dinler, notlarını alır sonra da bunları hatırlatır, tartışma yapılmasına izin verir, rasyonel uygulamalar için öneri getirenlerin önünü açar, onlara fırsat verirdi. Bugün de gördüğümüz pek çok siyasetçi bu süreçte yetişti, öne çıktı.