90'lı yıllar hepimizin travmasıdır. Ülkenin güneydoğusunda
yaşananlara karşı duruşumuz da, İslami kesimin konuya bakışı da
ortadadır. Üşenmeyen yayınlara baksın. Bugün ne devlet o günkü
devlettir, ne PKK o günkü PKK, ne de bölgesel güçler ve durum o
günkü gibidir. Bugünü o günlerle karıştırmak laf salatası yapmaya
elverişli bir durum ortaya çıkartıyor ki bu da bir işe yaramıyor.
Bugün ortaya çıkan resimde Kürt halkının yanında olmakla bölgesel
dinamiklerin etkisindeki Kürt hareketinin boyunduruğu altına girmek
aynı şeyler değildir. Bunları birbirinden ayırmadan barıştan söz
etmek ise mümkün değil. Bu üç dinamiği bir arada değerlendirerek,
meseleye bütüncül bakan analizlerden birisine GMF'in (bir düşünce
kuruluşu) sitesinde rastladım. Galip Dalay'ın yazısını özetleyerek
sizinle paylaşmak istiyorum. Yazı, Kürt hareketinde “uzlaşma ve
barış” isteğinin olmadığını tam tersi fırsat bu fırsattır diyerek
dayattığı durumu çok iyi özetliyor.
Dalay diyor ki;
-Kürt hareketinin politik hedeflerinin evrimi ve onu takipteki azmi
devam ediyor. 90'ların sonunda ve iki binlerin başlarında, Kürt
hareketinin referans noktası Avrupa Birliği normlarına göre Kürt
haklarının artırılmasıydı. PKK için şimdi bağlam değişmiştir.
Kürtlerin Suriye ve Irak'ta kazanımları artık PKK'nın ilk referans
noktasıdır. PKK, PYD'nin Suriye'de yaptığını, Türkiye'nin Kürtlerin
bulunduğu kısımlarında zorla şehirleri, ilçeleri ve
mahalleleri işgal ederek demokratik öz yönetim ilan ederek ve
defakto politik otorite kurmaya yeltenerek yapmaya çalışıyor.
-PKK'nın yeni siyasi özlemleri son kentsel savaşa zemin oluşturdu.
Bu Kürt hareketi ve Kürt toplumu arasında yeni hatları
çiziyor...
-Özellikle Rus jetinin düşürülmesinden sonra PKK, Suriye'nin Kürt
bölümündeki PYD'nin de elde ettiği kazanımlardan sonra gaza
getirildi.PKK bu olanlardan sonra daha az uzlaşmacı ve daha fazla
kendine güvenir hale geldi.
-Barış sürecinin kesintiye uğraması tek taraflı bir süreç değildir,
sadece hükümetin çözüm sürecine dair ciddiyet eksikliğine mal
edilemez.
-PKK'nın Suriye'deki stratejisini Türkiye'de denemeye
çalışmasıyla olay düşük yoğunluklu savaşa dönüştü. Savaş il
merkezlerine indi ve kuşatmalar mahallelere, şehir merkezlerine ve
ilçelere yayıldı.
-Hükümet buna birçok şehirde ve ilçede sokağa çıkma yasağı
uygulayarak yanıt verdi. Bu ise yaklaşık 1.5 milyon insanın sosyal,
ekonomik hatta politik hayatını etkiliyor.
-Kürt siyaset sahnesinin oyuncuları artık sadece PKK değil;DTK,
HDP, KDP (Kürdistan Demokratik Partisi Irak), PYD, YPG'yi de
kapsıyor.