Yarın nasipse TvNet ekranlarında yeni bir programa başlıyoruz. İsmi ‘Türk Kahvesi’…
Gün içinde illa ki bir kahve arasına çok ihtiyacımız olur. Kahveye en yakışan ise tatlı sohbetlerdir. “Türk Kahvesi”nde bu tatta sohbetler yapmayı hedefliyoruz. Türkiye’de bir değer üretmiş isimlerle hem kendi hikâyelerini hem de ülkenin hikâyesini konuşalım istiyoruz. Samimi ve sıcak bir atmosferde gündemin gerilimli konularından uzak ama hayatın içinden sorularla karşınızdayız. Öyle çok ciddi, ağır bir program yapma derdimiz de yok. Ama samimiyet iddiamız var. Sizleri de kahvelerinizi alıp ekranlara bekliyoruz. Kahve tabii ki bahane maksadımız gerçek bi sohbet yapmak ve bir çınar ağacı gibi olan ülkemizin köklerini ve geleceğini konuşmak. Barındırdığı değerleri tanımak ve tanıtmak. Ama hayatın olağan akışı içinde! Bekliyoruz…. Programın isim babası yayın yönetmenimiz İsmail Halis oldu. İçeriği de birlikte hazırlıyoruz. Tabii ki arkamızda koca bir ekip var.
İlk programda konuğum ise Alev Alatlı. Onunla ‘Kütahya’nın Pınarları’nı konuşacağız. Nasıl mı?
POZ POZ KANDIRMACA
Sosyal medya toplumun aynası oldu. Sosyal beğeniye verdiğimiz önemin de adeta göstergesi oldu. Dudaklarını uzatarak poz verenlerin aldığı ‘like’ sayısı öyle cazip geliyor ki en olmayacak hanımefendilerde bile o pozlara rastlayınca ‘Hay Allah!’ demekten kendimi alamıyorum. Medya bize kesit verir. İnstagram ise kesitin kesitini. Hayatın bütününe bakmak, gerçeği her yanıyla görebilmek giderek zorlaşıyor. Bırakın dışarıyı insanın kendini görmesi bile zorlaşıyor.
İşin bir başka boyutunda da şu ‘genç görünerek genç kalınabileceği’ iddiası var ki o da ayrı bir tuhaf durum ve görünüm ortaya çıkartıyor. Hele de internette herkes yaşımızı başımızı bir tuşla öğrenebilecek imkâna sahipken bu kadar genç görünme arzusunun hiçbir anlamı yok. Mesela şu dudak uzatma pozlarını toplumun beğenisine açarken neyi dışavurduğumuza bakmak gerekiyor. Bakımlı olmak, sağlıklı ve güzel görünmek için yaşımıza uygun çaba göstermeyi önemli bulurken bu genç görünme sevdasının abartılmasını anlamakta zorlanıyorum. Üstelik buna kimse inanmıyor, kendimizi kandırmaktan başka faydası yok. Ha bir de konunun ‘elâlem’ tarafı var ki; eh ahali sevse de sevmese de böyle pozları ‘like’larken bir tür ikiyüzlü nezaket sergileniyor.