Savaşın 15. günündeyiz. Barış sözü dillerde ama bölgeyi istedikleri gibi yönetmek isteyen liderlerin yüreklerinde yer bulmuyor. Mandıra barışı istiyorlar!
…
“Üç şeyin hududunda durmasını bilmeli: İsteklerin, aklın, hayatın!” Nurettin Topçu’nun bu sözü bir düstur olarak bize ışık tutuyor. Bu sınırları ihlal ettiğimiz yerde “insanlık dışı” dediğimiz alan başlıyor.
7 Ekimden beri kulağımız haberlerde, kalbimiz hüzünlü, gördüklerimiz akıl almayacak derecede şiddetle dolu. 15. gününde bu savaşa nasıl girildi sorusu yerini bu savaştan nasıl çıkılacak sorusuna bıraktı. Bu süreçte pek çok ilk yaşandı. Önce onlardan başlayarak ne olduğunu yazalım…
7 Ekim Hamas saldırısının, 75 yıllık İsrail tarihinde sivillere yönelik en büyük saldırı olduğunu İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog söyledi. Onun ifadesi ile Hamas’ın saldırısı ile Yom Kippur savaşından ve hatta holokosttan bu yana verilen en büyük can kaybı yaşandı. İsrail’in demir kubbesinin delinmesi ve güvenlik zafiyeti bin 400 İsraillinin ölümüne sebep oldu. Hamas’ın kaçırdığı çoğu İsrailli ama başka ülkelerin vatandaşı ya da çifte vatandaşlığa sahip olan 250 rehine var. İsrail’in Gazze kara harekatına başlaması...