Evetçiler, hayırcılar ve kendi içlerindeki kavgaya ilişkin bir
not düşmek isterim. “Evet”çilerin içinde “Evet vereceğiz ama
mutmain değiliz”diyen insanlar da var.
Endişeleri “değerli” veya “değersiz”olarak yaftalamadan dikkate
alınmalı. Ayrıca burada suçu “o insanlar”da, endişelerini ifade
etmelerinde değil bu meselenin anlatımındaki ya da kendilerini bu
işin müdafii ilan eden kişilerin bu kesim nezdindeki itibarında da
aramak lazım. Nesiller değişiyor elbette! Yeni ve çok değerli
yazarlar ortaya çıkıyor ama bir kitlenin bir yazarı kanaat önderi
görüp ona güven duyması pek çok farklı türden birikim ve tecrübe
ister. Bir de sevilmesi gerekiyor ayrıca. Muhafazakar kesimin
karşısına da savunmak üzere çıkartılan tiplere siyasetin yanı sıra
ilkesel olarak da bir bakmak gerekir. Türkiye'nin yönetim krizinin
aşılması gerektiğine inanıyorum. Bunun zamanının geldiğini ve hatta
geçtiğini bile düşünüyorum. Ama bunun anlatılma sürecinde öncelikle
iktidarın kendi kitlesini dikkate alması ve ayrıştırmaması gerekir.
Muhafazakar kesimde medya üzerinde “kişiselmiş” gibi görünen ama
altta ciddi bir buzdağı barındıran tartışmalarına bakarak bu
uyarıyı yapmak istedim.
***
Epeydir evimizin içinden bir tartışmaya dair yazmak istiyordum.
Giderek argümanlarımızın gençlerin dilinden uzaklaştığını
görüyorum.
“Müslümanlığımızın görünen yüzüyle” yüzleşmeye giderek daha çok
gecikiyoruz. Dünyada dinin ön planda olduğu bütün İslam
toplumlarında yaşananlar hepimizin meselesi olmalı. Bu yaklaşımla
ABD'de iki akademisyen, Kur'an ve Sünnetin bir devletten beklediği
değerleri göz önüne alarak değerlendirmeler yapmış. En İslami
devlet sırasıyla Yeni Zelanda, Lüksemburg ve İrlanda çıkmış. 200
devletin içine 33. sırada Malezya ve 48. sırada Kuveyt olmak üzere
bir kaç İslam ülkesi girebilmiş. Akademisyenlerin kriterleri
elbette tartışılır ancak bu sonuç üzerine düşünmeyi de
gerektirir.
***
Nicedir masamın üzerinde okunmak üzere duran “İslam Işığında
Müslümanlığımızla Yüzleşme” isimli kitabı bu gerekçeyle okumaya
başlayınca konunun ne kadar elzem olduğunu bir kez daha gördüm.
Kuramer tarafından yayınlanan kitabın yazarı Ali Bardakoğlu. “İslam
ve Modern Dönemde Müslümanlar”, “Günümüzde Dini İlimler”,
“Kur'an-Sünnet ve Fıkhı Yeniden Düşünmek”, “Ahlakın Fıkıh Kuralları
Arasında Buharlaşması”, “Türkiye'de İslam İlahiyatı” gibi
başlıkların her biri önemle okunmayı hak ediyor.