Başörtülü oluş sebeplerimiz de başörtüsüne bakışımız da çok
farklı olduğu için olsa gerek böyle defilelere yaklaşımım hep
negatif oldu. Sadece ben değil birçok aydın kadın bu meseleyi
İslam'ın felsefesiyle uzlaşmayan bir eylem olarak görüp uzak durdu.
Bu konuda yazılarımız ortada. Bu konuya has fikrimi merak edenler
Diyanet Dergisi Kasım 2014 sayısındaki “Dindarlaşıyoruz Derken
Uzlaşmaz Çelişkilerimiz” başlıklı yazıma bakabilirler.
Amma velakin geçenlerde “Tarz-ı Bahar Tesettür Defilesi”
vesilesiyle muhafazakar kesimden genç erkeklerin kınayıcı sosyal
medya mesajlarını görünce, meseleye farklı bir bakış açısından
bakmak istedim.
Adına ne dersek diyelim “İslami olandan uzaklaşma/dünyevileşme”
topyekûn yaşanan bir şey. Sadece kadınlara odaklanarak bu değişimi
söz konusu edip hayıflanmak ise büyük haksızlık olur.
Kimliklerimizin inşa sürecindeki çevresel koşullar kadın-erkek
herkesi kuşatıyor. Ayrıca “İslam” düşüncesinin daha serbest
ortamlarda ifade edilebilmesi, görüntüde muhafazakarlaşmanın
artması, bu gidişe mani değil. Tam tersine algı ilizyonuna sebep
oluyor.