“Tarihin bize öğrettiği, ister en mükemmel yönetim sistemini, ister ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmiş olsun, bir medeniyetin sevgi ve nefs terbiyesi dumura uğramış, manevi enerjisi tükenmişse, o medeniyeti, ne Birleşmiş Milletler’in tüzüğü, ne Helsinki Beyan-namesi, ne AİHM mevzuatı, ne de üstün silâhların kurtarabildiğidir.” Geldiğimiz noktada dünyanın hali bu değil mi? Gördüğümüz işittiğimiz her şey Alev Alatlı’nın 2016 yılında Cumhurbaşkanlığı ödül töreninde yaptığı konuşmadan alıntıladığım bu cümleleri haklı çıkartıyor.
Geçen hafta konuk ettiğim Ali Yaşar Sarıbay hocanın da siyasete ve yaşadığımız çağa dair çok kıymetli notları var: “Tüketimciliğin getirdiği bir yüz göz olma, teknolojik imkanların sağladığı hedonizmin bir ‘bana ne’ciliği, maddi çıkarların sildiği duygudaşlık... sadece günlük hayatın olağanlığının göstergeleri olarak işlemedi: Artık ortalıkta ne saygılı ne de ıstırap duyan insan var… Bireyler ıstırap...