Viyana bozgunu sonrası düşen kalelerden birisidir Ciğerdelen. Safiye Erol “Ciğerdelen” isimli romanının arka kapağında şöyle yazar: “Viyana’dan sonra bölge halkı doğrudan Anadolu’ya çekilmiyor. Bir sonraki güvenli bölgeye çekilip serhat boylarını korumaya çalışıyor. Viyana’dan çekilenler Belgrad’a, Belgrad düşünce Bosna’ya, Bosna kaybedilince Üsküp’e geri çekilir. Gerçekten Ciğerdelen kalesinin hikayesi Balkanlar’ın hikayesinin topyekun özetidir.” Safiye Erol serhat boylarında atalarımızın yaşattığı geleneği anlatırken “büyük küçüğünü korur, küçük büyüğünü sayar; hoca talebeyi sever, talebe hocaya can verir; usta çırağa kanat açar, çırak ustaya el bağlardı” diye özetler.
“Duvarlarında sabahlara kadar gülbank çekilip kol gezilip nöbet beklenirdi” diye anlatılan ecdad yadigarı Belgrad kalesinde; Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a gösterilen bölge halkının gösterdiği muhabbet ve ilgi çok büyüktü.
Bir vakitler “vahdetli ve kıvamlı bir heybet arz ederek” bu coğrafyada hüküm süren” atalarımızın hazin bir şeklide geri çekildiği bu coğrafyaya yeniden bağlanmak için birçok sebebimiz var elbette.
Bunlardan biriside Evladı Fatihan’ın torunlarının Türkiye muhabbeti sevgisi, hürmeti. Onların bu hürmetini de her yerde en çok da Belgrad’a 5 saatlik uzaklıktaki Sancak eyaletinin Noi Pazar şehrinde gördük. “Türk Erdoğan” diyerek meydanı dolduran Noi Pazar halkı muhteşem bir karşılamayla Türkiye Cumhurbaşkanı’nı ve onunla birlikte bölgeye gelen heyeti karşıladı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Ukrayna ve Sırbistan’ı kapsayan gezisinin önemli bir ayağı olan Sancak eyaleti Noi Pazar’dı.
Barış kavram olarak söylenmesi ve istenmesi kolay ancak tesis edilmesi için emek ve gayret gerekiyor. Sayın Erdoğan’ın gezisinin istikametinin de bölge barışının sağlanabilmesi için kilit bir ülke olan Sırbistan’a olması bu istek ve gayreti ortaya koyuyordu.
Gezi haber olarak birçok yerde çıktı, ben izlenimlerimi kısa kısa paylaşmak istiyorum.