Avrupa'da sağ partilerinin yükselmesi, Avrupa Parlamentosu'nda ciddi bir oranda yer bulmaları, Avrupa sağının İslam karşıtlığı üzerinden yükselmesi, kıta politikalarını ve Türkiye'ye ilişkin karar ve yorumları da yakından etkiliyor. Elbette buna ülkeleri aleyhine çalışmayı misyon edinmiş muhalif Türk gruplarını da ilave etmek lazım. Hangi gruptan olursa olsun Müslümanların artık Işid ekseninde tartışılıyor olması, ulusal parlamentolarda “Bundan sonra bizim de başımızı kesecekler” seslerinin duyulması, Avrupa'da büyük bir kırılmaya da işaret ediyor. Hristiyanlık ve batı değerleri ekseninde yedi göbeğe dayanan Avrupalı dayanışması, Papa açıklamasında da AP kararında da kendini gösteriyor. İngiliz siyasetinin sağcı lideri Nigel Farage, “İngiltere Hıristiyan-Yahudi değerlere sarılarak mücadele etmeli” derken Avrupa'nın güvenliğinin ancak böyle sağlanabileceğine vurgu yapıyor. Bu siyasal çerçeveyi “Ermeni tehcirine” ilişkin soykırım kararında da görmek gerekiyor. Soykırım kararıyla beraber gelebilecek “sonuçların telafisi” süreci Türkiye aleyhine maddi manevi kaldırılamayacak birçok sonuca sebep olabilir. Ermeni halkını Türkiye'den talepkâr hale getirmeye çalışan söylemler BM dahil olmak üzere