Haziran üzerine çok şey yazıldı. Siyaset tecrübesinin devreye
sokulmaması, nasılsa kazanırız özgüveni ile hareket edilmesi,
siyaset teorisi ile sahadaki pratik arasındaki farkın göz ardı
edilmesi gibi birçok etkeni gözlemleyen de aktaran da çok oldu.
Özetle; 7 Haziran'da “Yeni AK Parti” teması halk
tabanında destek bulmadı. “Yeni” olanın içi “eskisinden daha iyi”
dedirtecek bir içerikle doldurulamadı. Bu kıyaslamanın vardığı
boyutu en iyi anlatan yazı Yıldıray Oğur'un 21.09.2015 tarihli
“Ak Parti'nin En Büyük Kozu” başlıklı
yazısıdır. Oğur'un “AK Parti'nin yeni aday listesiyle
içine kapanması, onu değil bunu aday yapmasının sonuca tayin edici
bir etkisi olmayacak” şeklinde özetlediği fikirlerin tam
tersi gerçekleşti.
Bu süreçte Ak Parti nedenleri analiz etti ve organik yapısına geri
dönme kararı verdi.
“7 Haziran'dan 1 Kasım'a ne
değişti” sorusunun cevabı Ak Parti Kongresi'nde
MKYK'nın değiştirilmesiyle başlar. Seçim sürecini yönetecek ekibin
değişmesi, Ak Parti'nin organik yapısına tekrar dönmesini sağlamış;
hem stratejiler hem de adaylar ince bir mühendislikle nokta atışı
hesaplarla tespit edilmişti.