Ayşe Böhürler Yeni Şafak Gazetesi

“Viranelerin yasçısı baykuşlar gibi…”

Özeleştiriye hep inanırım. Aslında değerlendirme de diyebiliriz. Kendimizde olanı görmeye, hatayı sevabı ortaya koymaya ve düzeltme yollarını aramaya her zaman ve koşulda ihtiyaç duyuyoruz. Bir...

28 Ekim 2017 | 3.909 okunma

Özeleştiriye hep inanırım. Aslında değerlendirme de diyebiliriz. Kendimizde olanı görmeye, hatayı sevabı ortaya koymaya ve düzeltme yollarını aramaya her zaman ve koşulda ihtiyaç duyuyoruz. Bir dış bakışa hep ihtiyacımız var elbette. Ancak bu dış bakış eleştirirken kendisini doğru bakış otoritesi olarak gördüğünde işin şekli biraz değişiyor. Son zamanlarda birçok yerde İslami kesime yönelik eleştirilerde böylesine bir bakışı yansıtan yazılar okuyorum. Dün televizyonda Kılıçdaroğlu’nu dinlerken de aynı ses tonunu duydum. Bütün ve dünyayı kavramaktan uzak minimalist ve kişisel siyasi yorumları toplum adına dillendirmeyi muhalefet olarak kabul etmek, sorunu, onu oluşturan yöntemlerle çözmeye çalışmak gibi bir kısır döngünün içinde karamsarlık üretiyor. Yaşatmak eksenli bir dinin mensupları olarak habire hayıflanmaktan vazgeçip ne yapacaksak onu yapmamız gerektiğine inanıyorum.  

Allah kavramını idrakle ilgili bir sorun yaşadığımız da bir gerçek! Beni bu tespiti yapma noktasına getiren sebeplerin başında bizzat kendimiz geliyor. Yani içinde bulunduğumuz muhafazakar ve de dindar camia. Sadece Allah kavramını idrak değil mesele. Aslında “insan” olmanın kusurluluğunu ve kendimizi idrakten de yoksunuz. Kendimizi mükemmel insan kabul edip, fıtratı, tarihin akışını, bilimin gidişatını değiştirebilecek bir güç olduğumuza vehmetmek de bir başka idrak sorun alanını ortaya çıkartıyor!

İçinde bulunduğumuz durumu kendimizi ve davamızı adeta bir kutsal dağa dönüştürüyor, dişi sineğin dahi giremediği Aynaroz adasındakiler gibi bir yaşam beklentisi ortaya koyuyoruz...

Bir tür ütopik “Müslümanlık” hayali ile örülü konuşmalar ise hiçbir işe yaramıyor. Diğer taraftan dünya tarihi sanki mükemmel Müslüman örnekleriyle doluydu da bugüne gelindiğinde iş çığırından çıktı minvalli konuşmaları severiz. Biz niye farklıysak?

Oldum olası “İslam gözyaşı medeniyetidir” lafını hiç sevmem. Niye gözyaşı dökelim sorusunu da sorarım. Dünyanın derdiyle dertlenmek illa ağlayarak mı olur. Bunun halk arasındaki karşılığı da “gülme ağlarsın” sendromudur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Misâk-ı Millî’yi hafife almak 21 Kasım 2024 | 132 Okunma TRUMP: 2. SEZON Fark ne olacak? 09 Kasım 2024 | 94 Okunma Tarafımı insanı yaşatmaktan yana seçiyorum… 28 Ekim 2024 | 155 Okunma 'Utanç Yüzyılı'ndan küresel yükselişe: Ba'nın hileleri 19 Ekim 2024 | 142 Okunma Nüvesi bizim evde atıldı 10 Ekim 2024 | 315 Okunma