Yarın sandığa gideceğiz, önemli bir karar vereceğiz. Kendi elimizle bizi yönetecek isimleri seçeceğiz. Yerel yönetim seçimlerinin genel seçimlerden farkı buradaki tercihlerimizin bire bir hayatımız üzerinde etkili olması. Evimiz, mahallemiz, ulaşımımız, temizliğimiz, çocuklarımızın ve gençlerimizin kültüre, sanata, spora erişim imkânları gibi birçok konuda kararı yerel yönetimler alacak ve uygulayacak. Her şeyden önce bire bir hayatımızı etkileyecek, yaşamı kolaylaştıracak, zamanımızı etkileyecek kararları alıp onları uygulayacak olan belediye başkanlarını seçeceğiz. Bu nedenle bu seçimlerde oy verirken adayın siyasi kimliğinin ötesinde tecrübesi, yönetim kabiliyeti büyük önem taşıyor. İş yapabilme, fikir üretebilme, ekip kurabilme kapasitesinin yanı sıra herkesin derdine dokunabilme becerisi de ayrıca büyük önem taşıyor.
Şehrin bütününe, ulaşımdan kültüre farklı birçok alana vakıf olabilmesini sağlayacak bir bilgi ve donanımın ve en ücradaki hayatlara dokunabilme kapasitesinin bir kişide buluşması elbette çok zor. Bunun için bir derdinin, davasının olması gerekiyor. Gecesini gündüzüne katmayı, hayatını bir şehre adamayı göze alması, kendisini öncelemekten vazgeçmesi gerekiyor. Bu nedenle diğer seçimlerden farkı var yerel seçimlerin. Bire bir saha adamı seçiyoruz. İnsanı seven, merhameti olan, bunu bir vazife olarak gören, çalışkan, tecrübeli, bilgili başkanlara ihtiyacımız var. Hele de İstanbul gibi bir şehirde… Birçok yerel seçimde bizzat çalışmış aday profillerini yakından tanımış birisi olarak şehirleri kalkındıran, şehir yapan başkanlara olduğu gibi, şehirlerin potansiyelini ziyan edenlere de çok rastladım. Bu nedenle de yerel seçimlerde ille de adaya odaklanmak gerektiğine inanıyorum.
İstanbul için böyle bir odaklanmayı yaptığımda, çalışma biçimlerini görme imkânı bulduğum birkaç adayı kısa kısa tanıtmak isterim.
Binali Yıldırım’ın İstanbul’a çok yakışan bir başkan olacağına inanıyorum. Dünyada birçok ülke ile eş büyüklükteki bu şehri yönetmek öyle kolay bir iş değil. Merkezî hükümet ile uyumun ötesinde ciddi bir tecrübe ve birikim gerekiyor. 11 yılı bulan Ulaştırma Bakanlığı, iki yılı bulan Başbakanlık tecrübesi; İstanbul’a değer katan projelerdeki imzası; her kesimden insanla iletişim kurabilme becerisi, esprili yaklaşımları, insana insan olarak değer vermesi; karşı ideolojik bağnazlığının olmaması, bilgi ve birikimiyle İstanbul’a büyük bir artı değer katacağına, efsane başkanlardan birisi olacağına inanıyorum. Yaptığı işlerin büyüklüğüne tüm Türkiye şahit. Uluslararası çapta birçok projenin emektarı olmasının yanı sıra
Binali Yıldırım’ın İstanbul’un dertlerine derman olacak bir başkanı olacağına inanıyorum.
İstanbul ilçelerinden Zeytinburnu adayı Ömer Arısoy’u da uzun süredir tanırım. Zeytinburnu ilçesine emek vermiş, ilçenin çehresini değiştiren birçok önemli projenin içinde bulunmuş, öncülük etmiş, gerektiğinde arkada durmayı bilmiş, Zeytinburnu’nun bugünkü haline gelmesinde katkısı olmuş, çalışkan, dürüst, güvenilir karakteri tecrübe ve birikimiyle bu göreve layık olduğuna inandığım isimlerin başında geliyor. Benim için öneli olan tarafı ise gerçek bir kültür insanı olmasının -ki laf ola beri gele değil, bu sıfatı hakkıyla hak eden bir entelektüeldir- yanı sıra merhameti ve insani tarafıdır. Çocuklara, ihtiyaç sahiplerine, memleket meselelerine olan hassasiyeti, güvenilir, ciddi, çalışkan karakteri ve hakkaniyeti ve ahlakıyla başkan koltuğunda görmeyi çok istediğim adaylardan birisidir.