Reklam dünyası aklımızı alıyor. Durumumuz 'Akıl akıl sen nereye
takılacağını şaşır' hesabı... Bir içecekle aşkı buluyoruz, bir
otelde kalınca derdi kederi unutuyoruz, şehrin kilometrelerce
dışına dikilmiş, penceresini bile açamadığımız bir gökdelenden ev
alınca mutluluğu yakalıyoruz falan da filan. Yersek... Yediğimiz
kadar işte...
HEY YAVRUM!
Geçen gün yine bir 'Cep telefonu kendine gel, sen kendine kendine
gel' krizi yaşarken (Merkür retrosu n'aber?), bir AVM'deki telefon
mağazasında soluğu aldım. Sanırsınız yeni iPhone değil, ev
alıyorum. 80 sayfaya falan imza atmalar, ardından yüklemeler,
güncellemeler, aktarımlar derken; işlemler bitmek bilmiyor.
Tam karşımda duran LED ekrandaki reklamlara gözüm takılıyor. Reklam
şu şekil: Darbeye dayanıklı! Sporcu kardeşimiz oradan oraya atlıyor
da atlıyor. 'Dönüşlere dayanıklı!' Reklamdaki genç, bu kez dönüyor,
taklalar atıyor. 'Suya dayanıklı!'; yüzüyor da yüzüyor.
'30 dakikaya kadar suyun altında kalabiliyor!' Bitmedi, 360 derece
ses veriyor ve kablosuz çalışıyor.
Hey yavrum hey! Peki ne bu? Hoparlör! Altı üstü elde taşınan
hoparlör işte... Ve fakat