Gülben Ergen'in bir tarzı var; ne olursa olsun 'doğru' görünmek
istiyor. Bunu o kadar çok istiyor, bunun için öylesine enerji
harcıyor, hesaplar kitaplar yapıyor ki; malesef çoğu zaman sonunda
'doğru' değil, sadece 'çabalı' görünüyor.
En özlü sözü söyleme çabası...
En değer verilen kadın olma çabası... En muhteşem anne seçilme
çabası... En ermiş kişilik mertebesine erişme çabası... 'Beni
sevin, beni onaylayın' çabası...
Oysa bir tutam 'kim ne derse desin'ciliğin yanına katacağı
'hatalarımı seviyorum'culuk ile çok daha tatlı, sahici, ferah ve
samimi biri olabilir. Hem doğruda ısrarcılık, insanı kendi
doğrusuna çıkartmaz ki... Elâleme göre yaşamak ömür törpüsüdür.
Kişiyi aslından uzaklaştırır, hırpalar, duygularını cımbızla çekip
çöpe atar.
BİRLİKTE İNŞAATA MI GİRDİNİZ?
Gelelim konumuza... Efendim Gülben Ergen, 'İçimdeki göç sana,
aldığım öç sana' mesajıyla ilişkilerini ilan eden sevgilisi Burak
Törer'den ayrılmış. Burada bizi bağlayan bir durum yok; ister
ayrılır, ister barışır, ister evlenir.
Gelin görün ki; ikiliyi kendi aralarında sakin sakin ayrılmak
kesmemiş olacak ki, taraflardan Burak Törer, Ergen'e yazdığı
'ayrılık sonrası hayırlar dileme' mesajını Instagram'da paylaşarak
kamuya açmış.
'Ben ve ailem seni hep sevgiyle anacağız' girişli mesaj,
'Düşmanlarımızın yüzünü güldürmeyecek kadar sağlam temeller attık'
çıkışıyla devam ederken, Gülben Ergen'in müthiş anneliğini takdir
etmekle son buluyor ve finalde de 'Burak Törer' yazıyor. Yahu benim
mi kafam karışık, yoksa sizin mi? Benim mi kafam basmıyor, yoksa
siz başka bir dünyadan mı hayata bağlanıyorsunuz?
Bir kere bir kadına veda ederken, ki bu kadınla altı-yedi aydır
berabersin;
"Ben ve ailem seni hep sevgiyle anacağız" demek nedir? Koca koca
insanlarsınız; sevgili miydiniz, yoksa iş arkadaşı mı? Gülben
Ergen, size yardıma gelen bir görevli miydi?
Sonra 'Düşmanlarınızı güldürmeyecek kadar sağlam temeller atmak' ne
demek? Beraber inşaata mı girdiniz? İlişkiye öçle göçle başlanınca,
sonu da böyle oluyor herhalde. Çok mu töre dizisi izliyorlar, nasıl
bir hayat yaşıyorlar, düşmanları kim, peşlerinde adamlar mı var,
yoksa 'Çukur'dalar mı?
NE DÜŞMANLARMIŞ!
Ve o Whatsapp mesajının sonunda yazan 'Burak Törer' ne iş? Yahu
zaten mesajı kadının cebine atıyor, numarası belli, ayrıldığı adam
belli, bu ne saçma bir şey! Tabii mesaj, en başından cümle aleme
yazıldıysa, bilemem. Sonra da Instagram'a açılan bu
ayrılık/takdir/birlik mesajının altına, Gülben yorum patlatıyor:
'Evet düşmanlarımızın yüzünü güldürmeyeceğiz' bla bla bla...
Off içim şişiyor içim, ne düşmanlarmış be! Alt tarafı birkaç ay
çıktınız, gezdiniz tozdunuz, Bodrum'a gittiniz, denize girdiniz,
akşam rakı balık falan... Ne ara bunca düşman edindiniz?
Tabii tüm bunlar yine yazının başına döndürüyor bizi sevgili
okurlar... Ah o her an her yerden puan toplama, onay alma, her
durumda ille de takdir edilme mücadelesi, ah... Zırıl zırıl
ağlamayı, acılarla kendimi bir koltuktan diğerine atmayı,
üzüntümden tek kelime diyecek hal bulamamayı, yemeden içmeden
kesilip kendime de, ona da kızmayı; şöyle filtrelenmiş,
mükemmelleştirilmiş bir Instagram ayrılığına tercih ederim.
Herkes hayatını, aşkını, ayrılığını dilediği gibi yaşamakta özgür
elbette. Ama ben kocaman duyguların peşinde koşan sahici aşıkları
sevmeye devam edeceğim. Sezen Aksu nesliyim, yapacak bi'şey
yok...