Tamam, birçok hemcinsim gibi işlevsel bavul yapma sanatından
bihaberim. Tamam, almam gereken en önemli şeyleri evde bırakıp
yollara düşerim ama hevesi dinmek bilmeyen de bir tatilciyim.
Hele ki bu mevsimde...
Sabahları serin olur, öğlenleri sıcak... Tişörtle gezersin, akşama
bir ceket; tamamsın.
Herkes kışın ağırlığını atmak ister, dört bir yanı aşk kokusu
sarar, sokaklar cıvıl cıvıldır.
Dedik bu kez gastronominin başkenti San Sebastian'a gidelim. Nerede
San Sebastian?
İspanya'nın kuzeyinde, Atlas Okyanusu'nun kıyısında, Bask
bölgesinde... Baskça adı Donostia.
Sevgilim orada yaşadığı için önce Barselona'ya uçtum. İstanbul'dan
yola çıkanlar, Bilbao'ya uçup oradan araba kiralayarak ya da
otobüsle, trenle San
Sebastian'a geçebilir. Önce Bilbao'da bir tur atıp Guggenheim
müzesini de gezebilirler tabii.
Neyse, biz Barselona'dan San Sebastian'a arabayla gittik.
Yemyeşil, dümdüz, mis gibi bir yol... Durmadan giderseniz beş saat,
bizim gibi iki-üç kere kahve keyfi yaparsanız altı saat
sürüyor.
San Sebastian'ı görür görmez kendimden geçtim tabii. Fazlasıyla
klişe bir tabir biliyorum ama aklıma ilk gelen de bu oldu:
Masal gibi, rüya gibi, gerçek dünyadan kopmuşsun gibi bir yer
burası. (Burası diyorum çünkü yazımı tam da burada sabah kahvemi
içerken yazıyorum.) Müthiş mimarisi, altın kumlu La Concha Plajı,
her köşesinin zarafet içinde oluşu, nefis yemekleri, sokaklarının
dolup taşması ve enfes doğasıyla insana 'Daha ne olsun ki, bir
turistcan daha ne ister ki?' dedirtiyor.
Kimyonla köriyi ayırt edemeyenler bile burada kendilerini gurme
gibi hissediyor.
Enerjisi, olayı, meselesi o yani. Kesin bilgi yayalım lütfen!
Gurme demişken, San Sebastian'ın en büyük özelliği; şehirde 16 tane
Michelin yıldızlı restoran olması... 'Yok ben Michelin falan
istemem' diyorsanız ya da bizim gibi son dakikada gitmeye karar
verip restoranlarda yer bulamadıysanız, şehrin olayı pintxo,
(okunuşu pinço) yani ekmek üstü türlü türlü lezzetler... Sebzeler,
balıklar, salamlar, yumurta, ortaya karışık her şey... Eski Şehir
sokaklarına kendinizi salın, önünüze gelen pintxo barlara dalın.
Barın üstündeki tabaklardan yiyeceklerinizi seçip oracıkta yutmaya
başlayın.
Sonra diğer bara, sonra diğerine, geze geze yeme hali...