Üzgünüm, anlayamıyorum, çözemiyorum, hatta öfkeleniyorum.
Stadın orta yerine çıkıp 'Neredesiniz?' diye haykırmak geliyor
içimden.
Bu işin takımı yok, bu işin korkusu yok, bu işin hesabı kitabı yok.
Neredesiniz Türkiye'nin yıldızları?
Neredesiniz caddeleri, sokakları inleten futbol taraftarları?
Neredesiniz sosyal medyada sabahtan akşama kadar ahkam kesenler?
Neredesiniz?
Asıl şimdi tek yürek olma zamanı. Şimdi kendimizi gösterme
zamanı.
Sokağa çıkma, hayata karışma ve inadına yaşama zamanı. Terör geldi,
yaşamımızın ortasına oturdu sanki. Evet doğru ve gayet de haklı bir
durum. Topluca depresyondayız, acı çekiyoruz, ağlıyoruz, yas
tutuyoruz, korkuyoruz. Güvensizlik, öfke ve tedirginlik; en yoğun
hissettiğimiz duygu üçlüsü.
Geçtiğimiz cumartesi, İstanbul'da Beşiktaş Vodafone Arena'nın
yakınında peş peşe gerçekleşen iki patlamada 44 vatandaşımızı,
kardeşimizi, polisimizi, canımızı kaybettik.
Çarşamba akşamı ise tam da olay mahallinde, yani Vodafone Arena'da
Ziraat Türkiye Kupası'nda Beşiktaş- Kayserispor maçı oynandı.
Beşiktaş Kulübü, bu maç için kombinelerin iptal edildiğini ve bilet
satışından elde edilecek tüm gelirin, patlamada hayatını kaybeden
şehitlerimizin ailelerine bağışlanacağını açıkladı.
SOSYAL MEDYA YASI
'Benim elimden ne gelir ki?', 'Ben ne yapabilirim ki?' diye
soranlara işte fırsat... Sen kalkar biletini alır, bu maça
gidersin.
Hem şehit ailelerine yardıma katkıda bulunursun, hem de (ki bence
en önemlisi bu) teröre meydan okur ve 'Korkmuyorum senden. Burası
benim memleketim, sen de kimsin, beni sindiremezsin!' çekersin.