Yani haber bu; doğrudur, eğridir bilemem. İlgimi çeken, haberden sonra Bade İşçil'in "Aaa saçmalamayın! Tuba harika bir hatun, beni mi kıskanacak!" şeklindeki açıklaması.
Yahu Bade kardeş; sen de bilirsin ki güzel kadın, ünlü kadın sevgilisini kıskanmaz diye bi' şey yok. Ya da sevgili yalnızca seksi, ünlü, fıstık gibi kadınlardan kıskanılır diye bi' şey de yok.
Kıskançlığın bütün bunlarla zerre ilgisi yok. Beyonce'nin basketbol maçında eşi Jay-Z'nin telefonuna tedirgin tedirgin yan gözle bakışını unutmadık mesela.
Beyonce yani, Be-yon-ce!
Kıskançlık zehri kanda dolaşmaya görsün, kendini görmez olursun. Çocuğundan, işinden, köpeğinden, arkadaşından, ailesinden, yolda görüp coşkuyla konuştuğu eski bir dostundan, izlediği dizideki başrol oyuncusu kadından bile kıskanır insan.
Artık bu listeye sevgilinin sosyal medyada takip ettikleri, 'like'ladıkları (beğendikleri), arama kısmına yazdığı isimler, direkt mesajlaştıkları da girdi tabii...
Harika bir hatun/ müthiş bir adam olmakla, kıskançlık arasında hiçbir bağ yok yani.
'Peki neyle bağı var, bir de onu söyleyiver Ayşe' derseniz eğer; kendine ve ilişkine güvensizlikle göbekten bir bağı olduğu kesindir.
Kaybetme korkusuyla da sağlam ilişkisi vardır.
'Seven insan kıskanır' lafını hiç tutmam ama aklını kaçıracak kadar tutkuyla karışık aşık olduğunda da kıskançlık krizleri bonusudur. Aman Rabbim kimselere vermesindir. Zordur ha, çekilmez; hele bu nemde, sıcakta asla...