'Bak gördün mü, ilahi adalet işte!
Bana yaptıklarının bedelini çatır çatır ödüyor.' Bazıları böyle
diyor ve pek seviniyor.
Yüreciğine serin serin sular serptiriyor, şöyle bir Türkçe sözlü
hafif müzik şarkısı koyup omuzlardan aşağıya doğru oynamaya
başlıyor;
Bakınız karşılıklı bitmek bilmeyen öfkeleri, intikamlaşmaları,
Allah'a havaleleri ile Demet Şener ve Demet Akalın.
Bu nasıl bir takılıp kalmaktır, aklım almıyor.
Özellikle Demet Şener. Kadıncağız arkasına bakmaktan önünü
göremiyor.
Hep dikiz aynasında acılarını kesiyor.
Aslında daha önce kendisine "Kurtul bu saplantından, kır
zincirlerini, koskoca bir hayat seni bekler, ak sular seller gibi,
kendine bunu etme, değmez, bak vallahi değmez bacım" tadında bir
yazı yazmıştım.
Esasen Demet Şener'den bana neydi de, etrafımda da geçmişinden
kopamayıp hayatını zehir eden yüzlerce, binlerce insan
tanıyordum/görüyordum/duyuyordum.
Demet Ş.'nin üzerinden onlara çağrılar yapıyordum işte.
MUTLU OLABİLMEK İÇİN...
Her birimizin hayatında dönüm noktaları var mı, var. Her birimizi
birileri fena halde incitti mi, incitti. Kalplerimiz kırıldı,
hayallerimiz ellerimizde kaldı. Haksızlıklara, iftiralara,
zalimliklere uğradık.
Gelin görün ki tüm bu olaylarla helalleşip alacağı dersleri alıp,
kepini atıp yepyeni yollara çıkanlar mutlu olabildiler.
Diğerlerinin günleri harap oldu, ömürleri, potansiyelleri çarçur
edildi. Çünkü intikamda, öfkede takılmak adamı böyle tüketirdi.
Önceki sabah anneme kahvaltıya gittim ki televizyonda Müge ve
Gülşen'in magazin programı '2. Sayfa' açık. Kızlar sahalara geri
dönmüş, ilk konukları olarak da Demet Şener'i seçmişler.
Bilin bakalım ne anl...