Hırsını almak ya da alamamak...
Her iki türde de durumun sebebi aynı; sonsuz ve soğuması imkansız
ömür törpüsü bir öfke. Böyle en birikmişinden, şelaleler misali
gürül gürülünden, gümbür gümbür, engel tanımazından.
Esasen tek bir olaya ya da kişiye değil, alayına bir öfkedir bu;
hayata, kaderine, gelmişine, geçmişine, salaklıklarına,
olduramadıklarına, raydan çıkmış talihine, hatta yaşamanın ta
kendisine...
Düşünsenize; akıl mantık yolunu kullanabilen, hadiselere iki dakika
soluklanıp bakabilen, az çok kontrol sahibi, durum tespiti
yapabilme kabiliyeti olan, aynada gördüğüyle barışık biri niçin
'hırsını almak/alamamak' pozisyonuna gelsin ki? Gelmez... Gelse de
zaten ben söyleyeyim; ne yaparsa yapsın o yürek serinlemek,
ferahlamak bilmez.
Şimdi benim bu 'hırsını aldı/alamadı', 'hırs da ne fenaydı'
konusuna nasıl geldiğimi biliyorsunuzdur.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu; hangi akılla, hangi kararla, hangi
lafı nereye koyduğunu düşünerek bilemiyorum ama (Ben artık birçok
şeyi bilemiyor ve anlayamıyorum) dedi ki, "İşsiz olan, eve para
getiremeyen erkek hırsını karısından alır." Yani dedi ki; erkeğin
işi yoksa kadın dayak yer arkadaş.
Yani dedi ki; erkek eve para götüremezse karısını dövebilir
ağalar.
Yani dedi ki; işsiz erkeğin karısını dövmesi, kesmesi, biçmesi,
gözünü morartması normaldir. Bunda garipsenecek, ceza verecek bi'
şey yok. Kadınlar da bunu çekecektir.
Yani dedi ki; ey erkekler, işsizseniz karınızı tekmelemek, dövmek,
saçından tutup yerden yere sürüklemek, şöyle gözünün ortasına
yumruk geçirmek serbest. Siz de rahatlayın yahu; akşam sporu!
Yani dedi ki; erkeklere iş verin ki, kadınlar dayak yemesin.
Ben de diyorum ki; yuh! Pes! Sen de mi Brütüs!
Aslında şunu da çok merak ediyorum:
Siyasilerimiz, sanatçılarımız ve toplum önündeki kişiler ne zaman
kameralara, mikrofonlara, kitlelere söyledikleri sözlerin kahvede
söyledikleri sözlerle bir olamayacaklarını idrak edecekler?
KENDİ KALESİNE GOL ATTI
Hadi dost meclisinde, kahvede falan sohbet ederken 'Erkeğin şiddet
göstermesinin sebeplerinden biri işsizlik ve bunun baskısı
olabilir' gibi bir cümle kurabilir ve bunun üzerine yanındakilerle
hararetli bir tartışmaya girebilirsin. Ki yine de sana bin torba
cevap verilir, tezin anında çürür.
Ama sen milyonları etkileyen, topluma yön veren, akıl veren, umut
vermesi gereken bir siyasi lider olarak kalkıp "Eve para getirmeyen
erkek hırsını kadından alır" diyemezsin. Dersen, müthiş bir
yanlışın içine düşersin.
Kadına şiddeti işsizliğe bağlayamazsın.
İktidara gol atayım derken kendi kalene atarsın. Kadına şiddet, her
gün daha da açılmaya devam eden kocaman bir yaradır.
Eğer kadına şiddete dur demek istiyorsanız, muhalefet olarak
yapmanız gerekenler belli. Bakın, 'iyi hal'den çıkıp karılarının
kafasına sıkan adamlar var. Bakın, çocuklarını öldüren adamlar var.
Bakın, kadınlarımızın can güvenliği yok; patır patır canlarından
oluyorlar. Kadınlarımızı koruyan yok; kadınlarımızın umudu, adeta
tutunacak dalı yok.
O adamlar kardeşlerini, kızlarını, nişanlılarını, karılarını, göz
koyup alamadıklarını, annelerini, bebeklerini taciz ediyor,
dövüyor, yakıyor, bıçaklıyor, öldürüyor, geleceklerini
katlediyorlar.
'İşsiz erkek karısını dövebilir canım, ne yapsın!' mesajını verip
bu rezalete, skandala bahanelerle destek atmak ne demek? Bu lafın
buraya geleceğini hesaplayamamak ne demek? Oy toplayacağım diye
sersem laflar edeceğinize biraz elinizi taşın altına koyun.
Nedir yani; 'dünya ağzı torba değil ki büzesin' aylarında mıyız
neyiz, anlamadım.
Kimse ne dediğini bilmez mi! Yapmayın, etmeyin, eylemeyin Allah
aşkına...