Size sevgilinizi sordular, 'Nasıl biri?' diye. Eh, onun dikkat
çeken olumlu yanlarından dem vuracaksınız değil mi? Eskiden buna ne
cevap verirdiniz? Mesela fizikten girelim: 'Sevgilim çok
güzel/yakışıklı. Gözlerine bayılıyorum.'
Mesela kariyerinden girelim: 'Çok akıllı, işinde müthiş başarılı.
Şu şu okullarda okumuş, tuttuğunu koparıyor, geleceği parlak.'
Mesela hayatı yaşayışına dönelim: 'Ailesine bağlı, çocuklara
bayılıyor. Çok yardımsever' veya 'Şöyle şöyle hobileri var; spor
yapar, tenis oynar, fotoğraf çeker, yemek yapar...' Mesela huyuna
suyuna parmak basalım: 'Çok tatlı, neşeli, enerjik.'
Şimdi ise tüm bu önemli saydığımız özellikler bir çuvala konmuş ve
çöpe gitmiş gibi, sevgilimizi iyi yapan tek bi' şey var: Akıl
sağlığı.
Geçen gün bir masada oturmuşuz, konuşuyoruz. Erkek bir arkadaşımıza
sevgilisini sorduk: "Eee nasıl gidiyor, mutlu musun? Nasıl
biri?"
Şu cevabı verdi: "Valla Ayşeciğim, 'Öyle güzel, böyle akıllı, aman
da ne tatlı, iş hayatında da aslan gibi maşallah' diyemeyeceğim.
Desem de hiçbiri umrumda değil! Kız arkadaşım harika biri çünkü
akıl sağlığı yerinde; inişi çıkışı yok ve benim artık ilişkilerde
aradığım tek şey bu."
Dedim ki, "Kulübümüze hoşgeldin!"
Güzeli, yakışıklıyı, kariyer sahibini, sosyalini bulmak kolay da
akıl sağlığı yerinde olan insan bulmak çok zor, farkında mısınız?
Bir dengesizlikler trenidir gidiyor. Bir gün mutlu, bir gün
depresif, bir gün sevgi dolu, bir gün soğuk, bir gün umutlu, bir
gün gıcık, bir gün aşık, bir gün 'Senin burada ne işin var?'
halinde kimileri... Ve maalesef bu kimilerinin nüfusu oldukça
fazla.