Konu aşk meşk oldu mu, evlilik, boşanma, aldatma sularına geldi
mi, cümle âlemi ilgilendiriyor. Öyle bu işler, yapacak bi' şey yok.
Dünya, çevre, siyaset, afetler, terör, çocuklar, geleceğimiz falan
bir yere kadar, değil mi efendim... Bize aşk, skandal, olaylar,
taraf tutmalar, kendimizi birilerinin yerine koymalar, burnumuzun
dibindekilerden alamadığımız intikamları ünlülerden almalar lazım.
Şart yani...
Efendim sanatçımız Mustafa Ceceli, eşinden boşanmış ve yeni
sevgilisiyle fotoğrafları ortaya çıkmış. Sonra da demeci
patlatmış:
'Evleniyorum a dostlar!'
ACIMASIZCA YARGILAMAM
'Yahu yeni ayrıldın, hooop, duuur!' diyenler...
'Nankööör!' çekenler...
'Pesss! Hiç yakıştı mı sana!' eşliğinde burun kıvıranlar...
'Biz seni böyle bilmezdik, yazık!' buyuranlar...
'Din dedin, iman dedin, bu muydu!' temasıyla öfkelenenler...
Hayranları bile ikiye bölündü Ceceli'nin...
İftar sofrasında oturuyoruz 'Mustafa Ceceli', kızlarla kahve
içiyoruz 'Mustafa Ceceli', Bebek'te magazin muhabirleri karşıma
çıkıyor: "Ayşe Hanım, Mustafa Ceceli hakkında ne diyeceksiniz?"
Şunu diyeceğim, diyorum, dedim bile: Üç kişinin arasında geçenlerin
aslını asla bilemeyiz. Ortada aşk varsa ben susarım, bu biiir.
Kimseyi böylesine acımasızca yargılamaktan hazzetmem, bu ikiii.
Terk edilen kişi için elbette yürek yangın yeri ve çok zor bir
sınav ama günün sonunda onun için de en hayırlısının olduğuna
eminim. Kimse onu gerçekten sevmeyen biriyle yaşamasın, kendine
bunu yapmasın, yapmak için de direnmesin derim, dilerim.
Ve kimse ömrünün sonuna kadar aynı insanla evli kalmak zorunda
değil. Önemli olan, giderken nasıl gittiğin... Yakıp yıkarak mı
gittin? Saygıyla, sevgiyle mi gittin?
Sen bana bundan bahset arkadaşım. Çünkü gelecekteki mutluluğunu, iç
huzurunu o gidişin belirleyecek. Bütün mesele bundan ibaret.
Yoksa, ayrılık zaten tüm aşıklar için geçerli bir hal. Yani sözün
özü; herkes mutlu olsun, herkesin hakkında hayırlısı olsun.