Ayşe Özyılmazel Sabah Gazetesi

Peki Arda haksız mı ve Arda’yı nasıl kazanırız?

Bitmiyor da bitmiyor; Arda Turan'ın maceraları asla bitmiyor. Yok sevgilisi, yok kavgası, yok primi, ailesi, kardeşi, eski sevgilisi, ayrılığı, barışması, direkt mesajları, çapkınlıkları, yok oynadı, yok...

07 Haziran 2017 | 4.160 okunma

Bitmiyor da bitmiyor; Arda Turan'ın maceraları asla bitmiyor. Yok sevgilisi, yok kavgası, yok primi, ailesi, kardeşi, eski sevgilisi, ayrılığı, barışması, direkt mesajları, çapkınlıkları, yok oynadı, yok oynamadı, kötü oynadı... Sürekli bir Arda Turan olayı içerisindeyiz.
Son olarak Milli Takım uçağında, daha önce hakkında yazılar yazmış Milliyet Gazetesi yazarı Bilal Meşe'ye saldırmış Arda. Küfürle, elle kolla, hakaretle... Delirmiş yani...

SAKİN BİR TATİL YAP
Milli Takım uçağında, gazetecilerin, takımının, arkadaşlarının, milli bayrağın olduğu uçakta, böylesine kendisini kaybetmişse delirmiştir. Sonra bir açıklama yazmış Instagram sayfasında. 'Futbolu da bırakırım, dünya umrumda değil. Kimse bana, şerefime, aileme laf edemez, buna da gazetecilik denemez. Belki davranışım yanlıştı ama pişman değilim' kıvamında.
Arda'yı haklı bulursunuz, bulmazsınız; benim kendisini bulduğum nokta şu: Arda yorgun, Arda'nın burasına (alnının üstüne) kadar gelmiş, Arda tükenmişlik sendromunun babaannesini yaşıyor, Arda'nın yükü ağır, Arda infilak ediyor, Arda'nın tahammülü sıfır...
Futbolundan parasına, sevgilisinden Barcelona'sına, Arda'yı her yerinden çekiştire çekiştire tükettik. Alalım Arda'yı, gerelim çarmıha, yok edelim, davalar açalım, sinirlenelim, kızalım... Eee? Ee'si, Arda biter gider. Ve fakat bana sorarsanız, büyükleri, menajeri, dostları ve çevresi acilen düşünmeli: Arda'yı nasıl kazanırız?
Arda'nın birikmiş öfkesi gürül gürül hissedilirken, Arda'yı şakşaklamak da, üzerine gitmek de yanlış. Arda'nın Milli Takım uçağında yaptığı zaten yanlış. Yanlış da; hayat dolu, neşeli, herkesin sevdiği sempatik Arda bu noktaya nasıl geldi ve buradan nasıl çıkar? Asıl sorular bunlar olmalı.
Bir delirme, ortalık yıkma yakma, isyan, atar şampiyonu olarak, kendisine tavsiyelerim şunlar olacak:
Tatilini sakin geçirsin. Çeşme- Bodrum sularında yine manşetlere çıkacağına, doğa tatiline çıkıp kafayı toplasın.
İçindeki öfkeyle yüzleşsin, affetmeye başlasın, dilenecek özürleri dilesin. Eline kağıt kalem alıp hayatındaki artıları ve eksileri yazsın.
Nefes terapisi de süper işe yarıyor. Varsa psikoloğu ile görüşsün, yoksa acilen bir psikolog bulsun. Konuşmak iyi gelir.
Aklına ve vizyonuna güvendiği büyükleriyle konuları masaya yatırsın. Arda'nın sürekli birilerine bi' şeyler verme durumu var; bir baksın bakalım hepsini yapmak zorunda mı? Hayatındaki fazlalıkları elesin.
Ona iyi gelecek, onu arındıracak bi' şeyler yapsın yani. Böyle kırıp dökerek gemi yürümüyor ve sinir sadece sahibini çürütüyor. Arda'yı seviyoruz ve bu halde görmek istemiyoruz.
NOT: Şiddeti asla savunmuyorum ama gazeteciler, ellerinde kanıt olmadan kişiler hakkında istediklerini yazma hakkına sahip midir diye sormak istiyorum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fenerbahçe cinsiyetçi ayrımcılığa dur diyor 15 Kasım 2018 | 4.352 Okunma Yağmur’un sınavı ve babasız kızlar... 14 Kasım 2018 | 6.285 Okunma Çağan Irmak’a ‘Issız adam’ sürprizi 12 Kasım 2018 | 4.491 Okunma Hazar Ergüçlü-Onur Ünlü çiftine çifte standart 08 Kasım 2018 | 3.982 Okunma Polisi aramayan da suça ortaktır! 07 Kasım 2018 | 3.854 Okunma