Cüret kol geziyor sevgili okurlar... Mesele sadece cüret değil
elbet; bu cüretin kaynağı, nereden fışkırdığı... Efendim
İstanbul-Bodrum uçağında balayından dönen yeni evli çiftin kadın
tarafı, erkek tarafını yanağından öper. Sen misin öpen! Arka
sıralarında oturan bir aile ayaklanır: Laaan! Ulu orta öpüşmeye
utanmıyor musunuz? Uçakta öpüşülmez!
Sanırsınız uçakta böyle bir kural var. Sanırsınız öpüşmek, sigara
içmek gibi sağlığa ve çevreye zararlı bir eylem. Yeri gelmişken
hatırlatmakta fayda var; tam tersine öpüşmenin ömrü uzattığı
ispatlanalı yıllar oldu.
Merve-Mehmet Tulunay çifti, kendilerine müdahale eden
yolcudan şikayetçi olmadı.
HAKKINI ARAMA ZAMANI
Neyse... Araya başka yolcular girer, öpüşme zabıtası aileyle
kapışırlar. Sonuç: İki taraf da uçaktan indirilir, ifadeleri alınıp
serbest bırakılırlar. Ve uçak Bodrum'a bir saat rötarla iner.
Şu soru ortaya çıkar: Peki kendi kendini ahlak bekçisi ilan
edenlerle ne yapacağız? Kafalarına göre yazdıkları kurallarla
kişilerin özgürlük alanlarına girip itibarlarını zedeliyor ve yaşam
haklarını ellerinden alıyorlar.
Kimin neye, hangi yaşam biçimine, hangi davranışa nasıl bakacağı,
yaklaşacağı ve puanlayacağı belli değil. Nereden eserse yani; o
günkü ruh hallerine göre...
Dün otobüste şort giyen kız, taytla spor yapan anne, parkta sarılan
sevgililer, bugün uçakta kocasını yanağından öpen kadın, yarın uzun
sarı saçlarını savuran başka bir kadın, çocuğuyla tek başına tatil
yapan kadın, bikinili anne vesaire vesaire... Kadına, aşka,
mutluluğa, yaşam coşkusuna ve özgürlüğe engel olmanın ucu bucağı
yok ki.
Çok üzüldüm çünkü bu olayı yaşayan çift, şikayetçi olmamış. Yazık!
Ya olayın büyümesini istemediler, ya korktular ya da boşverdiler.
Oysa yerlerinde olsam, en büyük davaları açardım. Çünkü sen benim
yaşama, sevme, mutlu olma haklarıma tecavüz edemezsin. Kocamı,
karımı, sevgilimi ne zaman öpeceğime sen karar veremezsin. Tabii ki
uçakta sevişmekten bahsetmiyoruz, tabii ki toplum kuralları var,
tabii ki kamusal alanlarda yapılacaklar ve yapılmayacaklar var
ancak sevdiğini öpmek, sarılmak yapılmayacaklardan biri değil.
Ne demek şikayetçi olmamak... Olayın videosunu internette izledim,
o kadar yolcu boşuna mı ayaklanıp "Atın bu adamı uçaktan!" diye
bağırdı?
Çünkü bu işlerin küçüğü, büyüğü yok. Bunları geçiştirmeyeceksiniz
ki yarın bir gün sizin, çevrenizdekilerin, çocuklarınızın,
sevdiklerinizin başına daha kötüsü gelmesin.
Hak, tam da böyle zamanlarda aranacak bi' şeydir.