Evlendiğimizde ya da bir işe başladığımızda hormonlarımız değişiyormuş.
Gelin görün ki, bu değişimin süresi yedi yılmış. Yedi yıl sonra yenilenmek, değişmek gerekiyormuş. Yani mesela, tekrar aşık olmak!
Hemen burada evliliklerde söz edilen 'yedi yıl tehlikesi' aklıma geldi tabii. Bir de ilişkilerinin yedinci yılında evlenip ertesi yıl boşanan tanıdıklarımın listesi.
Var bir numaralar bu yedi yılda yani...
O zaman yedi yılda bir ayrılıp başkasına mı aşık olacağız yani?
Dr. Öz, "Aynı insanın içindeki yeni insana yeniden aşık olun" gibi bir cümleyle başlayıp, erkeğin değişime direnişinden, kadının değişmeden duramamasından falan söz edip topu kucağımıza atıyor.
Benim de kafam karışıyor tabii.
Alışkanlıkların esiri, biriktirmelerin cenazesi, rutinlerin ve ezberlerin sıradanlaştırdığı, özensizlikten kırılan ve her defasında aynı yerden yara alan ilişkilerimizde, yedi yılda bir aynı insana nasıl aşık olabiliriz ki?
Böylesine unutkan, böylesine affedici, gözünün önündekini kanıksamayan, çabasını, arzusunu elinden bırakmayan kişiler var mı?
'Rica edeceğim, bizi bu kadın dergisi önermeleriyle oyalamayın' diyesim geliyor.
Belki de bazıları gerçekten kusursuz ve başka bir âlemde ama biz değiliz, bilemiyorum. 'Dr. Öz, bizi neden yoruyorsun?' diyor ve soruyorum:
Hani aşkın ömrü üç yıldı, ona ne oldu?