“Yazılanlara ya da kurmaylar tarafından yapılan açıklamalara bakmayın. Sonuçta kararı iki lider verecek. İki lider de kararlı bir şekilde masaya oturacak…”
Araya girdim ve “Anlamadım” dedim.
Devam etti karşımdaki siyasetçi:
“Biraz daha açayım o zaman. Bu saatten sonra CHP’nin ya da İYİ Parti’nin kurmay kadrosunun yapacağı açıklamalar sadece geçmişe dönük eksik kalan noktaların bugünkü izdüşümü olarak değerlendirilir. İki taraf da kararlı ve 13 Şubat günü masada kararlılıklarını birbirlerine iletecekler. Benim değerlendirmem böyle.”
“Kararlı” kelimesinin altını çizdim ve dün yapılan açıklamalara baktım.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün parti rozetini çıkarmış, “Türk bayraklı” rozetiyle bir canlı yayında altı kez “mutabakat” kelimesinin altını çizdi:
“Altı lider bir araya gelecek, mutabakatla adayı belirleyecek. Dayatma olmayacak. Lider konusunda konuşacağız. Mutabakat olması lazım. Bir aday önerilecek ve o aday çıkacak diye bir şey yok. Mutabakat olması lazım. Ortak Mutabakat Metni'nde olduğu gibi, mutabakat olması lazım. Mutabakat olmadan karar çıkmaz. İsmim üzerinde mutabakat olursa… Adımı neden ileri sürüyorsunuz diye itirazım olmaz.”
CHP koridorlarında “mutabakat”ın İYİ Parti'ye yönelik bir “zeytin dalı” olduğu, “kazanacak aday ve halkın tercihleriyle belirlenecek aday” üzerinde yoğunlaşan Meral Akşener'le “diyaloğu” önemsediğinin altını çizdiği değerlendirmeleri yapıldı.
Peki Akşener önümüzdeki hafta ne yapacak?
Halkın tercihlerini kurullarına soracak
CHP'den çıkıp İYİ Parti koridorlarına uzandığımda şu bilgilere ulaştım:
Akşener pazartesi sabah bir canlı yayına katılacak ve orada mesajlarını verecek.
Aynı gün yani 6 Şubat Pazartesi günü Divan'ı toplayacak. Burada ilk gündem “aday kim olmalı?”
İlk yoklama alacağı yer Divan olacak.
Çarşamba grup toplantısının ardından yoğun mesai başlıyor İYİ Parti'de.
Nasıl mı?