“Geçmişe dönüp bakınca şunu görürüz. Divriği’nin demiri, Zonguldak’ın kömürü, Nazilli’nin basması, Beykoz’un kundurası… Bizler için sadece birer işletme adı değildir. Birer ürün, birer maden adı da değildir. Daha ötesi, daha fazlası, daha anlamlısıdır.”
Bayramın son günü elimde çok değer verdiğim dostum, Cumhuriyet yazarı Prof. Barış Doster’in “Cumhuriyet Nasıl Savunulur?” adlı kitabı var, okuyorum ve bugün yaşadığımız ekonomi-politik sıkışmışlığın çıkış yolunu görüyorum. “Divriği, Zonguldak, Nazilli, Beykoz” diyor Doster!
Örneğin…
Yolu, fabrikası olmayan, yeterli hastanesi, sağlık ocağı, okulu, doktoru, öğretmeni, ebesi, hemşiresi, mühendisi olmayan ülkenin, 1929 Dünya İktisadi Buhranı’nın da etkisiyle, kamu öncülüğünde, planlı sanayileşme adımlarının hızlandığını unutmayın.
Örneğin…
Kamucu, devletçi politikalara yönelmede, planlama bilincinin gelişmesinde, kurucu kadroların iradesi yanında, dünya konjonktürünün ve Sovyetler’le gelişen ilişkilerin etkisini yadsımayın.