Depremin üzerinden 14 saat geçti ve CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz isyanını sosyal medyadan duyurdu: “ACİL! Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndaki (TTK) 500 arama kurtarmacıdan şu ana kadar sadece 85’i yola çıkarıldı. Bu kurtarma ekiplerinin harekete geçebilmesi için AFAD’ın resmi talebi ve onayı gerekiyor. Madenciler hazır, AFAD neyi bekliyor! Zaman daralıyor! TTK’nın arama kurtarma uzmanı madencilerinin acilen sivil veya askeri uçaklarla deprem bölgesine taşınması gerekiyor!”
Sonra ne oldu? Madencilerin disiplinli, planlı ve tecrübeli dokunuşlarıyla enkazdan sayısız yurttaş çıkarıldı. Bunu da iktidar ve medyası “destan-mucize” tanımlamaları üzerinden izleyicisi ve okuyucusuyla paylaştı.
Neden madenciyle başladım? Çünkü dün bir rapor daha bitirdim. Bugünlerde, geçmiş-gelecek arasında bağlantıyı sağlamak için arşivin ne kadar önemli olduğunu herkes fark etti. 17 Ağustos 1999’daki “Büyük Marmara Depremi”nden 10 gün sonra kurulan “Deprem Araştırma Komisyonu” çalışmalarını 23 Aralık 1999’da tamamlayıp raporunu TBMM’ye teslim etti. Her partiden isim vardı bu çalışmada.
Önce şu tespitle başlayalım:
“… Bölgede...