… Adam masaya / Aklında olup bitenleri koydu / Ne yapmak istiyordu hayatta / İşte onu koydu… Masa da masaymış ha / Bana mısın demedi / Bu kadar yüke / Bir iki sallandı durdu / Adam ha babam koyuyordu…
Edip Cansever’in “Masa da masaymış ha” şiiri geldi aklıma!
Anlamışsınızdır…
Altılı Masa’ya geliyorum.
Baştan söyleyeyim: Ben böyle bir masanın kurulmasına karşı çıkan gazetecilerden birisiydim ve hâlâ bu noktada duruyorum. “Yüzde 50+1’e ulaşmak için ittifak ya da masa şarttı” diyebilirsiniz! Ancak… Partilerin, özellikle CHP gibi kurucu partinin “kimliksiz” kalacağı, sosyolojik tabanının eriyeceği gibi endişelerimi de zaman zaman yazdım, anlattım. Kemal Kılıçdaroğlu, 2019 yerel seçimlerinin ardından partisinden çok ittifakı büyütmek istedi ve bunu da başardı. Yine de sorun vardı: Kim ne derse desin, farklı altı partinin bir masada buluşması ne kadar anlamlıysa o partiler arasındaki ideolojik farklılık da bir o kadar gerçekti.
Bugün “masa dağılıyor veya dağılsın” demiyorum, demeyeceğim...