George Soros tarafından kurulan Açık Toplum Vakıfları, hak, eşitlik ve adalet için çalışan bağımsız gruplara dünyanın en büyük özel fon sağlayıcısıdır. Bağışları kendi vakıflarının ötesine geçerek Global Witness, Uluslararası Kriz Grubu, Avrupa Dış İlişkiler Konseyi ve Yeni Ekonomik Düşünce Enstitüsü gibi bağımsız örgütleri destekliyor.” Evet, “Turuncu Devrimlerin” mimarı Soros’un Açık Toplum Vakfı’nın “bağımsız gruplara” verdiği destek vakfın internet sitesinde böyle duyurulmuş. Destek verilen gruplardan birisi de Uluslararası Kriz Grubu (ICG). Belçika/Brüksel merkezli ICG, 1995 yılında kurulmuş: “Küresel, kar amacı gütmeyen, hükümet dışı bir kuruluştur. Politika yapıcılar ve akademisyenler tarafından kullanılan, küresel krizler üzerine araştırma ve analizler yürüten bir düşünce kuruluşudur. Savaşları önlemek ve daha barışçıl bir dünya inşa edecek politikalar oluşturmak için çalışmaktadır.” Kendilerini “liberal” olarak tanımlamışlar. Neden ICG ve Soros’tan bahsettim? Çünkü… Önümde Noah Bonsey-Dareen Khalifa imzalı bir rapor duruyor.
Raporun tarihi: 3 Şubat 2021.
“Suriye’nin İdlib kentinde Washington’ın terörle mücadeleyi yeniden tasarlama şansı” başlıklı çalışmada Suriye’nin yeni liderliği HTŞ’yle ilgili çarpıcı tespitler üç yıl önce yapılmış. Bu arada HTŞ’nin ABD, İsrail ya da Batı’yla neden “kavga” etmediğinin de raporu diyebiliriz.
N
oah Bonsey-Dareen Khalifa’nın hazırladığı raporda deniyor ki:
“Biden yönetimi Washington’ın aşırı militarize edilmiş dış politikasını düzeltmeyi hedefliyorsa, ABD’nin terörle mücadele stratejisini yeniden tanımlamak için bir fırsatı var. O da ABD yetkililerinin bir zamanlar ‘11 Eylül’den bu yana en büyük El Kaide güvenli limanı’ olarak tanımladığı bir bölge olan İdlib.