Yıll 1979. Şiddet dorukta; insanlar sağ-sol diye bölünmüş birbirini vuruyor dur durak bilmeksizin. İç İşleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'in telefonu çalar. Arayan Amasya'nın CHP'li Belediye Başkanı Gündüz Türen'dir:
"Sayın Bakanım buralarda Robert Alexander Peck diye bir Amerikalı dolaşmakta..."
" Neciymiş?"
"ABD Büyükelçiliğinde ikinci katip. Ama ziyaret ettiği kişilere garip sorular soruyor...Bana da geldi. Çok tuhaf sorular sordu: 1. Amasya'da Sünnilere Alevilerin oranı ne? 2. Amasya'da genel nüfusa göre işçilerin oranı ne? 3. Amasya'da solcular mı sağcılar mı ağır basıyor? 4. Amasya'daki çatışmaların nedeni merzhepsel mi? Etnik mi? İdeolojik mi?"
Bakan görüşmenin ardından Amasya Valisi Aydemir Ceylan'ı arar. Peck onu da ziyaret etmiş, benzer sorular sormuş.
Amerika'lıyla ilgilenin...onu misafir edin!"
Bakan, Amerika'lının göz altına alınması ve kimlerle görüştüğünün saptanmasını istiyordu. Amerika'lı bulundu, valilik makamına davet edildi.
Kapıdan içeri girdiğinde vali onu ayakta karşıladı. Çay kahve derken neden vilayete davet ettiğini açıkladı:
"Siz dost ve müttefik bir ülkenin diplomatı olarak Amasya'dasınız. Ortamın karışıklığı nedeniyle güvenliğinizle yakından ilgilenmek zorundayım.Size Orman İdaresinin Konuk Evinde güzel bir yer ayırttık. Her türlü rahatınız sağlanacak; orada kalırsanız mutlu oluruz!"
Peck bunun bir "göz altı" olduğunu anlamıştı. Hiç renk vermedi; gülümseyerek gösterilen ilgiye teşekkür etti.
O geceyi konuk evinde geçirdi. Ertesi sabah kimseye haber vermeden ayrıldı. İlk uğrak yeri bir siyasi partilinin işlettiği turistik tesislerdi. Tesis sahibi onu kapılarda karşıladı ve hazırlattığı kahvaltı sofrasına buyur etti...
Robert Alexander Peck bir CIA ajanıydı. Görev yeri Kıbrıs olmasına rağmen ABD Büyükelçiliğinde ikinci katip olarak çalışıyordu. Yani dokunulmazlığı vardı. Eşi de CIA ajanıydı. Ankara'da çok geniş bir siyasi çevre edinmişlerdi.