Gençlerin Demokrat Amcası partisinde bazı katılımlar olacağı için Diyarbakır'ın yolunu tutar. Diyarbakır'a vardığında kentin onu karşılamak için yollara döküleceğini düşünmektedir. Ama evdeki hesap çarşıya uyumaz. Kent sokağa dökülmemiştir. Sadece HDP'liler sokaklardadır. Onlar da amcayla birlikte kente gelen kendi, milletvekillerine hoş geldin demek için gelmişlerdir.
Amcamız, Diyarbakırlılara ''Biliyorum bize oy vermiyorsunuz. Bunun nedeni biziz. Yeterince gelmedik buralara. Ama bundan böyle sık sık geleceğiz...'' der.
Herkes Kılıçdaroğlu'na boş gözlerle bakar. Sanki herkes çok meraklıdır Kılıçdaroğlu'nun sık sık gelmesine.
Bu arada Cumartesi anneleri her zamanki nöbetindedir derken CHP'li birkaç kişi gelir, Cumartesi annelerinden üçünü beşini toplar, yangından mal kaçırır gibi Kılıçdaroğlu'nun kaldığı otelden içeri sokarlar.
Anneler Kılıçdaroğlu'nu görünce başlarlar bağırmaya:
''Nerede çocuklarımız?!''
"Bulacağız... Getireceğiz... Merak etmeyin..."
Ama hanımların boş laflara karnı toktur.
Kılıçdaroğlu'nun yakasına yapışırlar:
"Sen buraya HDP'lilere hoş görünmek için geldin! Sen onların adamısın..."
Kılıçdaroğlu yok mok dese de laf anlatamaz kimseye!
Hanımların sesi iyice yükselir, CHP'liler içeri girer kadınların elinden kurtarır Demokrat Amcayı.
Kemal Bey, Türkiye'nin neresine gitse manzara aynıdır.
Gerek Kılıçdaroğlu gerekse de CHP'ye güven gittikçe azalmaktadır. Bunun nedeniyse Kılıçdaroğlu'nun çizdiği güvenilmezlik portresidir.
AK Parti oylarının azaldığı gerçektir. Ama gerek Kemal Bey'e gerekse de CHP'ye olan güven de kar yığınları örneği gibi erimektedir her geçen gün...