Seçimler bitti biteli her gün AK Parti’nin karıştığı, Tayyip Bey’in bir AK Parti azınlık hükümeti kurmak amacıyla diğer partilerden milletvekili devşirmek için kolları sıvadığı, ABD’nin AKP-CHP koalisyonu istediği, MHP’nin koalisyon için tek şartının yüce divan olduğu gibisinden”disinformation” yani toplumu yönlendirmek için üretilen yalan haberler uçuşuyor ortalıkta. Bu haberlerin hemen hepsi ABD’deki çoban ve onun koyunlarınca üretiliyor. ABD’deki çoban “disinformation” denen toplumu bölme ve birbirine kırdırma yöntemini uygulamakla kalmaz uygulayacak kişileri de bulmakta da pek ustadır. Bu koyunlar bir gün vatana ve millete, üç beş kuruş için ihanet ettiklerini anlarlarsa da onlar için çok geçtir artık. Bakın İkinci Dünya Savaşı sonrasında onlarca ülkenin başına paraşütle indirilen Kral, Sultan ve Diktatöre bakın ne demek istediğimi anlarsınız. Şimdi de çobanın yalan haber yayma yönteminden örnek verelim hala anlamayanlara:
Çoban’ın has maşası, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi (National Security Council) Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze, Washington’daki evinden yerel saatle akşam sekizde, Türkiye saatiyleyse sabahın üçünde, odasında otururken Beyaz Saray Durum Değerlendirme Merkezinin (Situation Room) telefonu çaldı.
Telefondaki ses mutluluktan titriyordu:
“Your boys have done it!”
“Kim benim çocuklar (oğlanlar)? Ne yapmışlar?”
“Senin generaller! Türkiye’de darbe yaptılar!”
“Yaa öyle mi! Çok memnun oldum!”
Niye olmasındı? Türkiye’de sağ-sol çatışması diye bir tezgahı o kurup o işletmemiş miydi yıllarca? Masum gençlere silahı o sağlamamış mıydı? Dönemin bir başka tezgahtarı KGB’yi de o çekmemiş miydi kanlı oyununun içine?
Tarih 12 Eylül 1980’di.
Henze yüzde yüz emin olmak istiyordu; kuşkucu, vesveli adamdı. Sormadan edemedi: