Her milletin olduğu gibi bizim de ulusal kahramanlarımız vardı. Kimi için Köroğlu'ydu bu yiğit; koskoca Bolu Beyine kafa tutmuş, babasının gözlerine mil çektirdiği için ona dünyayı zindan etmişti. Kimine göreyse de şanlı bayrağımızı İstanbul'un burçlarına diken Ulubatlı Hasan! Ama biz, en çok Köroğlu'nu sevmiştik. Garibanın zalimden intikam alması, Bolu dağlarını mesken tutup birkaç yiğitle birlikte acımasız Bolu Beyiyle sür-git alay etmesi pek hoşumuza gitmişti. Bizim mahallede "şişko" Ali hep Bolu Beyi olurdu. Bendenizse... Evet bildiniz... Köroğlu!
Rahmetli babam "Niye ben kör oluyorum ki!! Yıkıl karşımdan!" diye bağırır. Ben de yıkılırdım o saat! Yere boylu boyunca uzanınca babam dayanamaz güler, "Kalk ayağa!!" der saçımı okşar ve bu tek perdelik oyun biterdi.