Sadrazam Talat Paşa, harıl harıl Osmanlı Devletine "dost" aramaktadır 1914 yılının başlarında.Büyük Savaş gümbür gümbür gelmektedir ve Osmanlı bu savaşta yalnız kalmak istemez. Talat Paşa Mayıs 1914'de Yalta'daki yazlık saraya gelen Çar II. Nikola'ya bir dostluk ziyareti yapar. Lafı hiç dolandırmadan Ruslar'a ittifak önerir. Ancak İstanbul'daki Alman Askeri misyonunu gerekçe gösteren Ruslar bu öneriyi geri çevirir. Dönüş yolunda paşa, Tanin gazetesi başyazarı Muhittin Birgin'e, bugün de geçerliliğini sürdüren şu eleştiriyi dile getirir:
"Avrupa ailesine girmek bize Avrupa hukuku düveline girmeyi sağlar. Bugün hukuk, eğer varsa, sadece Avrupalılar için geçerlidir. Biz Asyalı, Afrikalı, Avustralyalı herhalde Avrupa dışında, yabancı bir milletiz! Hukukun geçerli ilkeleri bizim için uygulanmaz!"
Alman dünya politikası
Almanlar Bağdat Demiryolu fikrinin ortaya atılmasıyla birlikte bölgedeki, hatta dünyadaki bütün güçleri buna göre tanımlamaya başlarlar. Hatta dünyadaki güçlerin tümüne uzun vadeli roller, görev ve hedefler belirlerler:
1. İslam alemiyle dost olunacak. Müslüman dünya Alman kanatlarının altına alınacak.
2. Osmanlı çıkarları ve toprakları savunulacak; II. Abdülhamid, Panislamizm bayrağı altında desteklenecek; koruma altına alınacak.
3. Hindistan, Mısır ve diğer ülkelerdeki Müslümanlar, cihat çağrısıyla İngiltere'ye karşı savaşa kışkırtılacak.