Milliyet gazetesinin Washington muhabiri rahmetli Turan Yavuz’un “ABD’nin Kürt Kartı” adlı kitabını bir kez daha okuduktan sonra masanın üstüne, Ali Kuzu’nun olağanüstü çalışması, “MİT Mossad CIA Gladio—Dünyasnın En Büyük İstihbarat Servisleri” ‘nin yanına bıraktım. Gerek Yavuz’un, gerek Ali Kuzu’nun, gerekse de Richard Deacon’ın “The Israeli Secret Service” adlı yapıtını dikkatlice okuyunca, Tel Aviv’in çözüm sürecinden ne denli tedirgin olduğunu, hele de bu tasarımın Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde gerçekleşebileceği düşüncesinden nasıl rahatsız olabileceğini çok daha iyi anladım. Özetle, son günlerde yaşadıklarımızın mimarlarından biri belki de en önemlisi, Kürt kartını ikide bir masaya süren İsrail’dir. ABD kimi zaman gizli kimi zaman da açıktan Kürt ayrılımcı harteketini desteklerken, İsrail aynı desteği sessiz ve derinden vermiştir. Nasıl mı? Buyrun size kanıtlar:
İsrail Araplarla uzun yıllar savaştıktan sonra, bu ülkelerle savaş alanında karşılaşmaktansa o ülkelerde var olan etnik ve dini azınlıkları kışkırtmanın en kolay yol olduğu kanısına vardı. İsrail’li yazar Benjamin Hallahm “The Israeli Connection-Who Israel Arms and Why?” (İsrail Bağlantısı—İsrail Kimi Neden Silahlandırıyor?) adlı incelemesinde, İsrail Devletinin 1950’li yılların sonunda Kuzey Irak’ta palazlanan rejim karşıtı Kürt hareketine vemeye başladığı desteği anlatıyor: