Galatasaray, kadrosu ve yedek kulübesi Fenerbahçe ile Beşiktaş’a yaklaşamadığından ilk yarıda başarısız oldu. Öncelikle Galatasaray’da Melo takımın ruhuydu, ateşleyicisiydi. Defansla ofans arasındaki bağlantıyı çok iyi sağlayan yerinde müdahaleleri ile rakip atakları kesip Galatasaray ataklarını başlatan bir Melo bulmak, bir çuval pirincin içinde en irisini aramak kadar zor. Ancak bu oyuncunun son anda İnter’e gitmesi ve yerinin doldurulamaması Cim-Bom için büyük handikap oldu. Orada denenen ne Bilal, ne Chedjou, ne Emre Çolak ne de Rodriguez başarılı olamadılar. Grosskreutzs da kalsaydı bence onun yerini dolduramazdı.
Orta alan çökünce Galatasaray, hem rakip kaleye gitmek, hem bol ve organize pozisyon üretmekte zorlandı, hem de takım savunmasında ise zayıf kaldı. Melo çabuktu, Semih Kaya’nın, Chedjou’nun, Hakan Balta’nın ağır kaldığı yerlerde müdahaleleri ile savunmayı rahatlatıyordu. Bir Felipe Melo bu kadar fark yaratır mı diye sorarsanız “Evet” derim. Onun yerine alındığı söylenen ama henüz resmi sözleşme yapılmayan Ryan Donk ne kadar başarılı olur şimdiden kestirmek çok güç.
Galatasaray yönetimi, taraftarının istediği mücadeleci, seyir zevki yüksek takımı ve kadroyu kurmak zorundadır. Ama görünen o ki, transferin açılmasına sadece bir gün kalmasına rağmen Donk dışında atılmış somut bir adım yok gibi. Sadece etrafta uçuşan bir sürü isim var.