Şampiyonluk yarışının içinde olan takımlardan iyi futbol beklemek doğru değil. Rakipler de eğer rahat durumdaysa, onlarla oynadığınızda zor durumlara düşebiliyorsunuz. Bu nedenle, kazanmak için sadece tecrübe gerekmiyor, akıllı oynamak da lazım. Galatasaray dün tecrübe ve aklı birleştiremeyince, çok zor bir galibiyet aldı. İyi ki kalesinde Muslera vardı.
Bir futbol takımı başarıya ulaşacaksa, önce iyi bir kalecisi olacak. Muslera dünya çapında bir file bekçisi olduğunu dün bir kez daha kanıtladı. Öyle kurtarışlar yaptı ki; adeta paspasa dönen savunmanın tüm hatalarını tek başına telafi etti. Savunmanın en önemli ismi Chedjou’nun da olmayışı, savunma dörtlüsünün, özellikle beklerin sürekli pozisyon hataları yapmasına yol açtı.
Galatasaray için Muslera gibi en önemli isimlerden biri olan Melo, dün takımın iyilerindendi. Ancak Selçuk ve Sneijder gibi üretken olması gereken isimler etkisiz kalınca, Sarı-Kırmızılılar zorlandı. Burak, ikinci yarıda 2 net pozisyon buldu ama, yine yanlış tercihler yüzünden bunları atamadı.
Galatasaray için Mersin deplasmanı, şampiyonluk yolundaki en önemli deplasmandı. Bu maçtan çıkarılacak 3 puan, dördüncü yıldıza biraz daha yaklaşmak demekti. Galatasaray, Yasin ile 1-0 öne geçen golü de bulmuştu. Sarı-Kırmızılılar, o kadar tecrübeli oyunculardan kurulu ki; normal şartlarda farkı daha da arttırabilecek bir oyun ortaya koysa; yani tecrübesini aklıyla birleştirse, çok daha rahat bir maç çıkarabilirdi. Ama zaten hep 45 dakika oynayan Galatasaray’ın bunu yapması için; kenarda tecrübeli bir teknik direktörü yok. Hamza, iyi ve akıllı bir teknik direktör ama takımın “kriz” içinde bulunduğu zamanlarda bunu çözecek tecrübeye sahip değil henüz. Rakip hoca kendisinden daha tecrübeli ise, bunlara çözüm üretemiyor ve onların taktiklerine karşı oyun içinde taktik geliştiremiyor.