Türkiye'de 1980'li yıllarla birlikte genel olarak siyasetçi, işadamı ve "gazeteci" kimliğinde bir değişim meydana gelir. Siyasetçiler siyaset süreçlerine reklamcı, halkla ilişkiler uzmanlarından oluşan kadrolar ekler. İşadamları da kendilerini tanıtmak sevdasına kapılarak reklamcılarla çalışmaya başlarlar. Gerek siyasiler gerekse de işadamları bazı gazetecilerle yakın ilişki kurar bu arada.
Medya sahipleri de holdingleşip başka başka ticari alanlara kayar; kimi, hele de 28 Şubat'tan sonra banka sahibi olarak karşımıza çıkarlar. Sabah Gazetesi’nin eski sahibi Dinç Bilgin gazetecilik dışındaki işlerle ilgilenmeye başladıktan sonra "gazete sahiplerinin başbakanlarla asla akçeli işler konuşmaması gerektiğine dair düşüncesinin yok olduğunu” söyler. (Neşe DüzelBu Ülkede Basın H&uu