Sıkça soruyorlar: "Senin Kemal Kılıçdaroğlu'yla ne alıp veremediğin var? Niye sardın bu adama bu kadar?"
"Hiç bir alıp veremediğim yok. Sadece Atatürk'ün partisinin bu hale düşmesine neden olan birine gösterdiğim bir tepki bu?"
Düşünsenize Atatürk'ün kurduğu, Osmanlı döneminde temelleri atılan son partinin bu günkü genel başkanı kim? Kılıçdaroğlu Kemal Bey?
Peki nasıl olmuş da partinin başına gelmiş?
"Valla...kem küm..ve de kem küm.."
Efendim, TÜSİAD bir siyasi girişime imza atıyor. Adına da YENİ DEMOKRASİ HAREKETİ diyor. Ondan sonracığıma bu hareketin başına Türk siyasetinin hiç tanımadığı iş adamı Cem Boyner'i getirdi. Ve Türk siyaset hayatına parlak (!) bir yıldız gibi giren bu hareket 1995 seçimlerine girdi ve % 04.85 oy aldı!
Partide çeşitli komisyonlar vardı. Bunlardan birinin yönetim kurulu üyesiyse Kemal Kılıçdaroğlu Beyefendiydi.
Şimdi soru sorma sırası bende:
Nasıl oldu da bu kadar başarısız bir siyasi hareketin içinde bir komisyon üyesi olan Kemal Bey, havada taklalar atarak gelmiş, CHP'nin Genel Başkanlığı koltuğuna oturmuştu? Bunun akla mantığa sığar bir açıklaması var mıdır?
Hele de Uğur Dündar'ın düzenlediği o akıllara zarar, açık oturum! Bir köşede AK Parti mv Dengin Mir Fırat öte yan da soruların cevapları dosyalar halinde hazırlanmış ve Kemal Beyin koltuğuna tutuşturulmuş! Sonra da Deniz Baykal'a kurulan iğrenç bir tezgah!
Bunların hesabı elbet bir gün sorulacaktır!
Ve işte o zaman Kemal Beyimizin nereden ve nasıl geldiğini hep birlikte öğreneceğiz..