Osmanlı aile düzeninde yaşamın çok büyük bir bölümü ev çatısı altında geçerdi. Yaşam ve ölümün insan ömrünün iki kaçınılmaz sonucu olması inancıyla yaşlılar, yeni yetişenlere armağan edecekleri en değerli varlığın, yaşama değer katan, renklendiren, anlam veren telkinler, gelenekler ve görenekler olduğunu bilir, bunların üzerinde titrer, kendilerinden sonrakilerin de doğruluğuna ve iyiliğine inandıkları duygulara sahip olmaları için çırpınırlardı.
Özetle çocuk, ailenin sadece umudu değil avunma nedeniydi de. Evlat, nimet ve berekletti İslam imanına göre.