Şöyle, bir an için 15 Temmuz 2016 gecesine geri dönün. İhanet içinde bir avuç subay, peşlerine harb okulu öğrencilerini takmış, savaş uçaklarını çalmış, bu milletin parasıyla alınmış tanklarla sokağa çıkmış ve ülkenin iki yüz küsur evladını öldürmüş bin iki yüz tanesini de yaralamış. Bu hainleri yöneten "abiler, ablalar" kuytuda çöreklenmiş el oğuşturmakta. Denizin ötesinde, demokrasinin beşiği olduğunu her fırsatta yineleyen, bireysel ve toplumsal özgürlüklere verdiği değerleri dilinden düşürmeyen, "dostluğumuzun dünya durdukça yaşayacağını"şarkılara döktüğümüz ABD'nin Pennsylvania eyaletinde, Halife olmak hayalleriyle sağrılar geçiren bir meczup, ayna karşısında salya sümük zırlamakta, biraz sonra televizyonlara yollatacağı çekimin hazırlıklarını yapmakta.
Türkiye'deyse milyonlarca insan bir yandan meczuba beddualar ederken öte yandan da sokaklara fırlar, tankların önüne yatar, biraz önce bir televizyoncunun cep telefonu ekranından Tayyip Erdoğan'ın çağrısına uyararak bu alçaklara geçit vermez!